MİLLİYET

Aramızda daha çook 'Zihni Sinir' var

 Porof. Zihni Sinir ve “proceler”i ile tanışalı 25 yıl olmuş.. Zaman ne kadar da hızlı geçiyor..

Biz Türkler kendimizi dünyanın en pratik zekalı insanları olarak görürüz. Bunu hak etmemizi sağlayan bir çok buluşun sahibi olduğumuz da yadsınamayacak bir gerçek..
Mesela erkeklerin giydiği pantolonların önüne düğme dikmek fikrinin ilk Türk akıncılarının aklına geldiği söylenir hep.. O zamanlar şalvar, bele uzun bir kuşağın sarılması ile sabitlenirmiş.. At üzerinde hızlı hareket etmek zorunda olan Türk akıncıları, zorunlu ihtiyaçların giderilmesi sırasında beldeki kuşağın çözülüp, yeniden bağlanmasının kaybettirdiği zamanı bu yöntemle geri kazanmayı başarmışlar.. Uzun kuşak yerine bir ip yardımıyla şalvarın bele sabitlenmesi de böylece pantolon kemerinin ilk habercisi olmalı..
Bu bir gerçek midir, sonradan uydurulmuş bir öykü mü, bilemiyorum.. Ama gerçek olan bir şey var ki o da bir çok pratik buluşun sahibi olduğumuzdur..

Bilgiçlik taslayan cahillik
Otomobilin delik benzin deposunu bir cikletle onarıp, tamirciye gidene kadar zaman kazanmak, bağcıklı postalları kolayca giyip çıkarmak için kenarına fermuar diktirmek, kirli paspas ve halıları asfaltın üzerine sererek temizlenmesini beklemek gibi şeytanın aklına zor gelecek buluşları başka hangi ulus yapabilirdi?
İrfan Sayar, yaratıcısı olduğu Porof. Zihni Sinir’in bütün bu buluşlardan ilham aldığını yazıyor ve bu buluşların “mizahi bir masal dünyasının” ürünleri olduğunu ifade ediyor. (Porof. Zihni Sinir – Proceler, Tübitak Popüler Bilim Kitapları.)
Bu yorumu, Sayar’ın tevazu çabası olarak görüyorum.. Zihni Sinir Proceleri’ni “mizahi bir masal dünyasının ürünleri” olarak nitelemek, ülkenin belki de en çok tanınan çizgi kahramanına karşı da büyük haksızlık..
Bana soracak olursanız, Zihni Sinir, kentlilikle, köylülük arasında sıkışıp kalmış bir halkın kahramanı, hatta ta kendisi.. Kentleşmeyle birlikte karşı karşıya kalınan sorunlara çözüm bulmaya çalışan köylü kurnazlığının, ucuzculuğun, her zaman prim yapan uyanıklığın, kulaktan dolma bilgilerle bilgiçlik taslayan cahilliğin fantastik dünyadaki uzantısı..

Yine de şükredelim
Gazetemizin haber toplantılarında haftada en azından böyle bir – iki tane “Zihni Sinir Procesi” haberi ile karşılaştığımızı söyleyecek olursam, abarttığımı düşünebilirsiniz.
Ama gerçek bu.. Örnekleri o kadar çok ki, siyasetten tutun da spora kadar her alanda her gün bir çok gerçek “Zihni Sinir” ile karşılaşıyoruz.. Dikkatli okuyucular, bunlardan bazılarını gazetemizde “Zihni Sinir Procesi” olarak sunduğumuzu da hatırlayacaklardır…
Zaten böyle olduğu içindir ki 25 yıl önce ilk kez bir mizah dergisinin sayfalarında boy gösteren bu kahraman, hepimizin en çok tanıdığı, en çok güldüğü, en çok beğendiği bir tip olarak hala yaşıyor..
Çünkü biliyoruz ki, Zihni Sinir’in en inanılmaz ve en uçuk görünen “procesi” ile bile gerçek hayatta karşılaşabiliriz. Kendisini görmesek bile fikriyle karşılaşabiliriz, hatta televizyonların tartışma programlarında saatlerce bu tür projeler üzerine konuşulduğuna tanık olabiliriz..
İrfan Sayar’ın kitabını, ekonomi ve siyasetin insanın içine sıkıntı veren gelişmelerinden bunaldığım anlarda sıksık karıştırıyorum.. Her seferinde de Türkiye’de yaşamasaydım böyle bir şeye gülemezdim diye düşünerek, halime yine de şükrediyorum..

ŞÖYLE KENDİ ZEVKİMİZE GÖRE Bİ ARABA YAPAMADIK GİTTİ
1) Silecek yerine cam silen çocuklar kullanılır (iş imkanı).
2) Otomatik taraftar bayrağı.
3) Parmak oyuğu. Çocukların parmaklarını sıkıştırmasını önler.
4) Araba temizleme bezleri için çamaşır askısı.
5) Arka ayna. Geri vites kullanılırken önü gösterir.
6) Su borusu veya korniş taşımak için askı.
7) Kilitli cant kapakları.
8) Tamirci kapısı.
9) Motordan gelen tıkırtıları dinlemek için volkmen.
10) Plaka için klasik resim çerçevesi.
11) Tamponu koruyan ikinci tampon.
12) Japonların çekik gözlü farları yerine bize uygun badem gözlü farlar.
13) İyice uzakları hatta gurbeti gösteren farlar.
14) Amblem (peribacası şeklinde).
15) Otomatik uydu anten.
16) Pul defteri (taşıt pullarını koymak için).