Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

Aşk, teslim olmaktır

  Gazeteci Iris Krasnow’un yazdığı “Surrendering to Marriage” (Evliliğe Teslim Olmak) isimli kitap şu sıralarda Amerika’da üzerinde en çok konuşulan konu olmuş.
Krasnow kitabında “En sonunda mükemmel olmayan bu adamla, mükemmel olmayan bir ilişkiye teslim oldum” diyor, kendi evliliğinden söz ederken.

Evli, bekar herkese tavsiyesi de bu zaten: Teslim olun.
Krasnow’a göre evliliğe teslim olmak gerekliliği, “otların çitin öteki yanında daha yeşil olmamasından” kaynaklanıyor. “Ebediyen mutlu olacağınızı düşünmek boşanmanın ilk adımıdır. Ayrıca mükemmel aşkı başka yerde aramaktan da vazgeçin çünkü aradığınız türde bir yaratık yok yeryüzünde” diye yazıyor.
Krasnow’un eseri Aktüel’de “evlilik kurumuna övgüler düzen kitap yok satıyor” diye tanıtılmış.
Övgü böyleyse, eleştiri nasıl olmalı diye de insan düşünmüyor değil.

Sevgide seni ‘seçtim’
Bence Krasnow’un en büyük sorunu kendi evliliğini tarif ederken vardığı sonucun yanlış olmasından kaynaklanıyor.
Yani ‘mükemmel olmayan bir adamla’ ilişkisine teslim olmayı yanlış yorumlamasından…
Krasnow aslında gerçek aşkı bulmuş, ama bulduğunun ne olduğunun farkında bile değil.
Aşkın insan ruhu üzerinde yarattığı en önemli etki verdiği ‘seçilmiş olma duygusu’.
Etrafta bize benzeyen belki on binlerce insan varken, bir kadının (ya da bir erkeğin) sizi tercih etmesinin verdiği seçilmiş olma duygusundan söz ediyorum.
‘Seçilmiş olmak’ aslında teolojik bir kavram. Herhangi bir insanın doğa üstü bir kararla, benzersiz ve olağanüstü bir şey için seçilmesi…
Bu az önce de vurguladığım gibi her aşk ilişkisinde vardır.
Aşkın doğasından kaynaklanan eşitsiz bir ilişki biçimi olmasının getirdiği bir sonuç. Çünkü her aşk ilişkisinde taraflardan biri her zaman ötekine göre ‘daha çok sever, daha çok fedakarlık eder, daha çok üzülür vs…’
Ve bu durum, yani bir tarafın ‘hak etmeden de sevilmesi’ durumu aşkın varlığının eksiksiz kanıtı sayılır.

Aşkın kör eden yanı…
Aşk ilişkisindeki taraflardan biri ötekine hiçbir zaman şunu söylemez: Seni seviyorum çünkü çok akıllısın, güzelsin, zekisin, zenginsin, zayıfsın vs..
Eğer bu söylenebiliyorsa o aşkta çıkarcı bir yan olduğunu düşünürüz. Gerçek aşk bunları görmez.
Tam tersine aşkın objesi zeki olmasa da, namussuz olsa da, alçak bir yalancı olsa da, fakir olsa da, genel güzellik değerleriyle kıyaslandığında çirkin sayılsa da ona aşık olunabilir.
Sevgililerimizi seçiş biçimimiz, tercih ettiğimiz insan tipi kendi temel yaradılışımızı ortaya koyar.
Bizi etrafta dolaşan öteki erkeklerin ya da kadınların cinsel çekimlerinden koruyan şey de budur.
Başa dönecek olursak; Krasnow “mükemmel olmayan bir adamla mükemmel olmayan bir ilişkiye teslim olmaktan” söz ediyordu.
Aşk da zaten budur. Seçtiğimiz birisine teslim olmak! Bu gönüllü bir teslim oluştur ve en önemlisi neye teslim olduğunuzun da çoğu zaman farkında bile olmayabilirsiniz.