Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

Başbakan'ın asıl bakması gereken yer

 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, meslek liseleri ile ilgili katsayı uygulamasının devam kararını şöyle değerlendirdi: “Öğrencilerimizin önüne böyle bir katsayı zulmü koymak çok büyük bir adaletsizliktir.”

Başbakan’ın sözlerinde açık bir kızgınlık var. Ve bu kızgınlık bir bakıma haklı da görülebilir.
Sonuç olarak bir sınav yapılıyor ve bu sınavda başarılı olabilenler üniversiteye giriyorlar.
Meslek liselerinin öğrencileri (imam hatipliler de dahil olmak üzere) düz liselerdeki öğrencilere göre zaten bu sınavda dezavantajlılar. Çünkü sınav düz liselerin müfredatına uygun olarak yapılıyor. Bir de bunun üzerine bir katsayı farkı yaratmak anlamsız.

Gençler ‘açıkta’
Başbakan bu sorunu gerekirse bir yasa çıkararak kendilerinin çözeceğini söylüyor.
Başbakan’a burada katılmıyorum.
Bir “yasa” çıkarmak, belki imam hatip liselerinde okuyanların sorunlarını çözebilir ama bu daha derin bir sorun olan “ortaöğretimin yetersizliği” sorununu çözmeye yetmez.
Bu yıl yapılan üniversite seçme sınavına büyük çoğunluğu düz lise mezunu 1 milyon 851 bin aday katıldı.
Ve bunların 1 milyon 327 bin 980’i açıkta kalacak…

Mezun işsizler
Türkiye’deki üniversite eğitiminin genel durumuna ve ekonominin yeni iş yaratma kapasitesine bakarsanız açıkta kalmayacak “şanslı” öğrencilerin çok büyük bölümünün “üniversite mezunu işsiz” olarak yaşamlarına devam edeceklerini söylemek mümkün.
Ayrıca önemli bölümünün okudukları yükseköğretim programıyla hiç alakası olmayan sektörlerde, ilköğretim ya da ortaöğretim mezunlarının istihdam edilebilecekleri işlerde çalışacaklarını söylemek de yanlış bir tespit sayılmaz.
Bu, yıllardır yaşadığımız çıplak bir gerçek olarak karşımızda duruyor.

Ne yapacaklar?
“Şanssız” olanlar, yani bir yükseköğretim programına yerleştirilme olanağı bulamayanlar ne yapacaklar?
Yanıt şu: Hiçbir şey!
Çünkü bizim ülkemizin ortaöğretim programının bir tek hedefi var: Bu çocukları üniversitenin kapısına kadar getirip orada kendi kaderleriyle baş başa bırakmak…
Bir çocuğu ilköğretimden başlayarak 11 yıl her gün okula gönder, önlüğünü, kitaplarını al, servis-yemek paralarını öde, dünyanın parasını harcayarak kurslara yolla ve sonuç: Hiçbir şey!
11 yıl eğitim görmüş ama hiçbir beceri kazanmamış, hayata hazırlanmamış, ergenlik çağının tam da ortasında sokağa salınmış bir sürü çocuk!

Asıl adaletsizlik..
Başbakan bir “zulüm”den söz etmek istiyorsa, işte zulmün âlâsı burada yapılıyor!
Başbakan “yasa çıkararak” bir “zulme son vermek” istiyorsa, bakması gereken yer ilk önce burası.
Yapılması gereken, bütün eğitim sistemini kapsayacak büyük bir reform olmalı.
Asıl adaletsizlik, çocukları okutup okutup hiçbir beceri kazandırmadan üniversite kapısında kendi başına bırakıvermektir.
Bu yıl üniversiteye giremeyecek 1 milyon 300 bin çocuktan kaçının düz lise mezunu, kaçının imam hatip mezunu, kaçının meslek lisesi mezunu olacağını bilmiyorum.

İmam hatipten önce
Ama mevcut liselerimizin sayısına bakarsak imam hatip mezunları bu büyük kitle içinde küçük bir azınlık olmaktan ileri gidemiyor.
Başbakan, sadece imam hatiplilerin değil, bütün ülkenin başbakanıysa hiddetini sistemin kendisine yöneltmeli ve mesaisini bu büyük adaletsizliği düzeltmeye harcamalı…