Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

'Çığlıklar' gerçekleri örter mi?

 Kurultay salonunu dolduran Baykal yanlılarının attıkları bir slogan, Milliyet’in pazar günü CHP Kurultayı’nın sonuçlarını duyuran manşeti olmuştu: İnadına Baykal!
Siyasette inatlaşmanın, hele hele geniş halk kitleleriyle inatlaşmanın kime ne faydası oldu ki CHP’ye olsun diye sormak mümkün elbette.

Bu sonuç, CHP’nin gelecek seçimlerde bir iktidar alternatifi olarak seçmenin karşısına çıkmasını bekleyen herkeste bir hayal kırıklığına yol açtı.
Yapılan bütün araştırmalar Deniz Baykal liderliğindeki CHP’nin bugün iktidarda bulunan AKP’ye bir alternatif oluşturmadığını ortaya koyuyordu ama CHP delegeleri bunu dikkate almadılar.
Dikkate alsalardı da çok şey değişir miydi, bundan emin değilim.

Güçlü yumruk kazandı
Kurultay öncesi yazdığım bütün yazılarda bunu anlatmaya çalışmıştım: Sorun, CHP’nin genel başkanının Baykal mı, Sarıgül mü olacağı değildi.
Sorun, halkla derinlemesine ilişkiler kurabilen, ideolojik tutarlılığa sahip bir sosyal demokrat partinin yaratılması sorunuydu.
Kurultay bu konuyu tartışmadı bile.
Zaten tartışmasına da olanak yoktu, çünkü böyle bir projeyi önce örgütün tümünde tartışıp sonra da kurultayın huzuruna getirecek bir “niyet” en başından beri ortada yoktu.
Bir tür “kayıkçı kavgası” izledik ve yumruğu daha güçlü olan kazandı!
Baykal’ın nasıl bir siyasi hesap içinde olduğu çok açık: AKP karşısında ayakta kalan tek parti olarak her seçimde iyi kötü barajı geçecek oranda oy alınabileceğini Baykal biliyor.
“Küçük” de olsa bir tür “devlet partisi” olmanın kendisine ve çevresine yeteceğini düşünüyor ve onu elinden bırakmak istemiyor.

Muhalefet şart
Ancak unutmamak gerekir ki, bu hesabın doğru olması, bunun Türkiye lehine bir durum olmasını da sağlamıyor.
Türkiye’nin nasıl bir dönemden geçmekte olduğu, nasıl bir siyasal coğrafya içinde ayakta kalmak durumunda olduğu gibi herkesçe bilinen şeyleri tekrarlamayacağım.
Ama böyle bir ülkede siyasetin tek ayaklı olmasının doğru olmadığını, buna izin verilmemesi gerektiğini yeniden söyleyeceğim.
Dünya görüşü konusunda hâlâ birçok kişinin tereddütler beslediği bir iktidar partisi var ve bu partinin karşısında ciddi bir muhalefet oluşturmak, onu dengeleyebilmek, rejimin geleceği açısından hayati önemde.
“İnadına Baykal” çığlıklarının örtmeyeceği bir gerçek bu.