Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

Daum'u eleştirmenin dayanılmaz hafifliği

 Fenerbahçe – Gaziantep maçından sonra yorumcuları okudum, televizyon programlarının tahammül edebildiklerimi izledim.
İlginç bir tablo çıkıyor ortaya:

Bugüne kadar Daum’u “Orta sahayı boş bırakıyor, altı forvetle oynuyor” diye eleştirenlerin hemen hemen tümünün görüşü şuydu:
Tuncay, Hoijdonk, Nobre gibi önemli forvetler neden oyun kadrosunda yoktu?
Belki Türkiye’de futbol eleştirisi yazmanın kolaylığı bu: O niye yok, bu niye yedek?
Elbette bir yorumcunun böyle bir soruyu sorması hakkıdır.
Ancak yorumun tutarlılığı açısından şunu da söylemelerini beklemek gerekir: Bu oyuncular oynayacaksa, kim oynamamalıydı?
Kemal mi, Selçuk mu, Aurelio mu, Yozgatlı mı, Serhat mı, Alex mi, Anelka mı?
Fenerbahçe, Gaziantep gibi diri ve güçlü bir oyun planı olan bir takıma karşı neredeyse ikinci devrenin ortalarına kadar hiç gol pozisyonu vermedi.

Yanıtsız sorular
Gaziantep’in en ciddi gol pozisyonunun Serhat oyundan çıktıktan sonra gelmesi tesadüf müydü?
Bence değildi. Serhat rakiple öyle didişti ki rakip defans ileri çıkma fırsatını kolay kolay bulamadı çünkü..
“Hazır görünmedi” diye eleştirilen Kemal sahanın her köşesindeydi, hem savunmada, hem hücumda vardı. Takımın en çok şut çeken oyuncusuydu ve yüzde 75 şut isabetiyle oynadı..
Selçuk “Alışmadığı yerde oynatıldı” deniliyor. Luciano, Servet ve Serkan yokken, Önder mecburen geri dörtlünün ortasına konulmuşken o mevkide kim oynamalıydı sorusunun yanıtı ise verilemiyor.
Aslında sezon başından beri Daum’u orta sahayı boş bırakıyor diye eleştirenlerin, çok memnun olmaları gereken bir takım vardı sahada..
Ama bunun Daum’un tercihlerinden değil, cezalar ve sakatlıklardan kaynaklanan bir zorunluluktan olduğu es geçildi.
Böyle olunca ister istemez şunu düşünüyorum: Amaç, maç yorumu yapmak mı, yoksa maç nasıl oynanırsa oynansın Daum’u eleştirmek mi?
Korkarım ikinci yanıt daha doğru: Amaç Daum’u eleştirmek.
Şimdi önümüzde oynanmayı bekleyen sekiz maç var.
Fikstüre bakınca Fenerbahçe’nin rakiplerinin daha dişli oldukları da kolayca görünüyor.
Hatta Fenerbahçe’nin iç saha maçlarının, deplasman maçlarından daha zor geçeceği de söylenebilir.
Bu fikstür tablosuna bakınca Fenerbahçe’nin ligin birinci devresinin ikinci yarısındakine benzer bir oyun ve kadro düzenine geçmesinin gerekli olduğu da görülüyor.
Yani daha güçlü, daha mücadeleci bir orta saha… Kemal, Selçuk ve Serkan’ın da Aurelio’ya katılacakları bir orta saha düzeni…
Bu da kaçınılmaz olarak Tuncay, Hoijdonk, Serhat gibi oyuncuların yedek kalması demek.
Bakalım Daum hangisini tercih edecek?

Üç korner: Bir penaltı!

Kayserispor’lu Gökhan’ın maçın son dakikası içinde Galatasaray’a attığı golün bu sezon için ne kadar önemli olduğunu iki ay içinde göreceğiz.
Bu gol belki şampiyonu belirleyecek. Tıpkı yıllar önce Gençlerbirliği’nden Ahmed Hassan’ın, Fenerbahçe’ye Ankara’da son dakikada attığı kafa golünün o yıl şampi- yonu belirlemesi gibi…
Ancak bu golün bir özelliği daha var. Tanıl Bora’nın, Radikal’de tesbit ettiği gibi bu, Galatasaray’ın bu sezon korner atışından yediği ilk gol.
Böylece ligde kornerden gol yemeyen bir tek takım kaldı: Fenerbahçe!
Bakalım Fenerbahçe bu unvanını lig sonuna kadar korumayı başarabilecek mi?

Rakamların dili: Anelka mı, Ribery mi?

Bir şakanın bu kadar ciddiye alınabileceği başka bir ülke var mı, bilmiyorum.
Ribery’nin, Anelka’nın bonusu olduğu yolundaki şakadan söz ediyorum.
Şimdi iki takımın taraftarları hangisinin daha büyük oyuncu olduğunu tartışıyor, ki bu da aslında incir çekirdeğini doldurmayacak bir tartışma..
İki oyuncuyu birbiriyle kıyaslamanın hiçbir manası yok. Çünkü aynı mevkide oynamıyorlar..
Ama meraklıları için küçük bir istatistik derledim.
İlk rakamlar Anelka’ya, ikinciler Ribery’e ait istatistikler.
Bari tartışırken elinizde birşeyler olsun diye yapıldı, bir anlam çıkartılsın diye değil…
Attıkları gol: 3 – 0. Asist: 2 – 3. İsabetli şut: 10 – 6. İsabetli pas: 181 -160. Topla buluşma: 365 – 321. Top çalma: 11 – 5. Top kaptırma: 37 – 34. Top kaybı: 105 – 101. Oyunda kaldığı süre: 651 dakika – 446 dakika. Topla oynama süresi: 18 dakika 15 saniye – 15 dakika 29 saniye…