MİLLİYET

Değişen terörist tipi

 Nefeslerimizi tuttuk ‘büyük savaş’ın başlamasını bekliyoruz. Televizyon kameraları, muhabirler, fotoğrafçılar şimdiden ‘muhtemel savaş alanı’ Afganistan’a yakın bölgelerde mevzilenmiş durumda.

Gazetelerin haber merkezlerinde Afganistan’da meydana gelebilecek olayların en kolay nereden izlenebileceği tartışılıyor. Pakistan sınırı mı, yoksa Özbekistan mı daha uygun olur? Ya da Tacikistan?..
Öyle görünüyor ki Afganistan’ın bir cehenneme dönüşmesini önleyebilecek tek şey Bin Ladin’in teslim olması ya da Taliban yönetimince teslim alınıp, uluslararası bir güce teslim edilmesi.

Çatışmanın sınırı…
Taliban, ‘büyük şeytan’a boyun eğip Bin Ladin’i teslim ederse kendi politik varlığıyla çelişkiye düşecek. Bunu göze alıp Bin Ladin’i teslim etmesi o kadar da kolay değil.
Öte yandan Taliban’ın, Afganistan’da sürekli yer değiştiren ve önemli bir silahlı güce sahip olan Bin Ladin’i tutuklayabilmesi de aynı şekilde kolay değil. Taliban’ın sınırlı sayıda bir silahlı gücü var ve bu güç Afganistan’ı zaten elinde zor tutuyor. Bir de Bin Ladin ile çatışmayı göze alabilir mi? Afganistan uzmanları buna ihtimal vermiyorlar.
Demek ki Afganistan toprakları üzerinde bir çatışma kaçınılmaz görünüyor.
Peki o zaman çatışmayı Afganistan ile sınırlı tutmak mümkün olabilecek mi?
Bence şu anda sorulması gereken soru bu.

Bu defa farklı!
New York ve Washington’daki eylemler gösterdi ki bu kez ‘terörist’ olarak karşımıza çıkanlar geleneksel terörist tanımına pek uymuyorlar.
Karşımızda, daha önce Filistin, Çeçenistan, Sri Lanka, Türkiye gibi yerlerde gördüğümüze benzer ‘intihar komandoları’ yok.
İyi eğitim görmüş, mesleki becerileri olan terörist profili, bütün umudunu yitirmiş genç terörist profiline pek uymuyor. Terörizm uzmanı Ehud Sprinzak’ın New York Times’a söylediği gibi “Yepyeni bir eğilim ile karşı karşıyayız.” Haşhaşiyun Tarikatı’na benzer bir örgütlenme aradan bin yıl geçtikten sonra yeniden hortluyor sanki.
Tel Aviv Üniversitesi politik psikoloji hocası Ariel Merrari’nin yaptığı bir araştırmaya göre, bugüne kadar ‘canlı bomba’ eylemcilerinin yaş ortalaması sadece 22’ydi. Amerika’daki büyük eylemi gerçekleştiren teröristlerin yaş ortalaması ise 28.5.
Merrari’nin tespitleri eski ‘canlı bombaların’ bekâr olduğunu ortaya koyuyor. Son eylemin teröristlerinden bir bölümünün evli, bir bölümünün de nişanlı olduğunu biliyoruz ve bu geleneksel profile hiç uymuyor.
Bu da gösteriyor ki bugüne kadar karşılaşmadığımız yeni bir durumla karşı karşıyayız ve Afganistan’da başlayacak savaş, dünyanın neresinde, hangi türden güçleri harekete geçirebilir, hiçbir şey bilmiyoruz.
Devletlere düşen görev, dehşet silahlarını kimi vuracağını bilmeden kullanmak değil, topyekûn bir istihbarat faaliyetiyle masum insanların canının yanmasını önlemek olmalı.