MİLLİYET

DSP, 'aile kulübü' olmaktan kurtulacak mı?

 Cumhuriyet Halk Partisi’nin “halka kapalı” kurultayı tam da beklendiği şekilde gerçekleşti ve geride kaldı..

Deniz Baykal’ın bunu bir zafer olarak algıladığından ve herkese böyle sunacağından hiç kuşkum yok.
Ancak bu “zafer”in CHP için de bir tür sonun başlangıcı olduğunu söylemek falcılık olmayacak..
Kurultay delegelerinin bile üçte birinden fazlası ile “kavgalı” bir parti yönetiminin CHP’yi nereye götüreceğini göreceğiz.
Şimdi sırada Demokratik Sol Parti’nin kurultayı var..
Ecevit ailesinin tutumu gösteriyor ki son genel seçimlerdeki mutlak yenilginin nedenleri yeterince tahlil edilip anlaşılamamış.
DSP Genel Başkan Adayı Şükrü Sina Gürel, dün yaptığı konuşmada yenilginin nedenini fazla dolambaçlı yollara sapmadan açıkladı:
“Seçmen, DSP’nin ilkelerini benimsemekten vazgeçtiği için değil, partinin geleceğine güvenmediği için tekrar oy vermedi..”
Seçimlerden sonra Milliyet’te yayımlanan bir araştırma bunu açıklıkla ortaya koyuyordu.
DSP’nin sınavı
Bülent Ecevit’in Türkiye’deki demokratik yaşamın gelişmesindeki rolünü kimse inkâr edemez.
Öte yandan bu partiye sempati duysun ya da duymasın herkesin ortak fikri Ecevit’in dürüst bir siyasetçi olduğudur…
Ancak Bülent Ecevit’in bırakma zamanının geldiğine de kimsenin kuşkusu yok.
O da zaten bu Kurultay’da aday olmayacağını açıkladı.
Ecevit gibi demokrasi kültürünü özümsediği düşünülen bir liderin, partinin genel başkanlığını bırakırken yerine bir “genel başkan” atamak istemesinde ise anlaşılır bir yön yok.
DSP Kurultayı’na katılacak delegeler Ecevit ailesinin bu tavrı nedeniyle şu iki şıktan birine karar verecekler: DSP, Ecevit- ler’in aile kulübü kimliğini koruyacak mı, yoksa gerçek bir siyasi partiye dönüşmek için gerekli olan ileri adımı atacak mı?
DSP’nin gerçek bir sosyal demokrat partiye dönüşme süreci kaçınılmaz olarak Ecevit Ailesi’nin vesayetinden kurtulup kurtulamayacağına bağlı..
Bu vesayetten kurtulmak aynı zamanda Parti Meclisi’ni “ailenin” keyfine göre toplamaktan vazgeçmek, seçimle iş başına gelen örgütlerin keyfi şekilde görevden alınması alışkanlığını değiştirmek ve parti üyelerinin tümünün parti siyasetinin oluşturulmasına etkin katılımının sağlanması demek..
Yeni yüzler gerekir
Parti içi demokrasi kanallarının açık tutulması, toplumun demokratik ve ilerici güçleriyle daha yakın işbirliği DSP’nin gelecek seçimde yeniden bir alternatif haline gelebilmesini sağlayacak.
Türkiye’nin sağlıklı bir şekilde yönetilebilmesi, demokratik ve laik düzenin korunması ancak siyasi yelpazenin solunda halka umut veren yeni bir hareketin başlaması ile mümkün olabilir.
Yeni hareketleri başlatabilecek olanlar da kaçınılmaz olarak yeni yüzlerdir.
Dürüstlüğünden kuşku duyulmayan, yıpranmamış ve hareketin içinde pişerek olgunlaşmış yeni yüzler..
DSP önüne çıkan bu fırsatı değerlendiremezse sadece bir parti olarak kendisi kaybetmeyecek, Türk siyaseti de önemli bir yara alacak.