Elli yıl önce Tayvan, Çin’den yeni kopmuş, nüfusunun önemli bölümü uyuşturucunun elinde tutsak olmuş, dünyadan soyutlanmış bir ülkeydi.
O tarihte bir Meksikalı, bir Tayvanlının iki katı kadar üretim yapıyordu.
1974 yılında ise tablo bunun tam tersine dönmüştü. Bir Tayvanlı, bir Meksikalının iki katı kadar üretim yapıyordu.
2000’lerin hemen başında ise bir Tayvanlı, bir Meksikalının dört katı kadar üretim yapıyordu.
Elli yılda bu farkı yaratan birçok neden sayabilmek mümkün.
Ama benim düşünceme göre farkı yaratan etkenler içinde en önemlisi Tayvan’ın eğitime verdiği önemden kaynaklanıyor.
Tayvan’da halen üniversiteye dünyanın en zor sınavlarından biriyle girilebiliyor ve “bilimsel yeterlilik” üniversite düzeninin tek hâkimi..
Juan Enriquez’in, “Gelecek Peşinizde” (Eczacıbaşı Yayınları) isimli kitabında okuduğum bu küçük ayrıntıyı tekrar hatırlamama yol açan şey, Devlet İstatistik Enstitüsü’nün (DİE) dün açıklanan bir araştırması oldu.
‘Uçurum’, çok açık
Dikkatli okuyucular hatırlayacaktır, Milli Eğitim Bakanı, eylül ayının ortalarında Türkiye’de öğrenci başına yapılan eğitim harcamasının ortalama 390 dolar olduğunu açıklamıştı.
Bu rakam ABD’de 6 bin dolar, on – onbeş yıl içinde bir parçası olmayı umut ettiğimiz AB’de 4 bin dolar..
Geleceğimiz için ürkütücü rakamlar bunlar..
DİE’nin dün açıklanan “2002 yılı Türkiye Eğitim Harcamaları Araştırması” korkmamız gereken tek şeyin, uluslararası plandaki bu eşitsizlik olmadığını da ortaya koyuyor.
Türkiye’de eğitim çağındaki çocuklar arasındaki eşitsizlik ve bunun ileride yaratacağı sorunları da şimdiden düşünmek ve fazla geç kalmadan çözmek zorundayız.
DİE’nin araştırması ile ilgili ayrıntılı bir haberi bugün Milliyet’te okuyacaksınız.
Türkiye’de okul öncesi eğitimde resmi okullarda öğrenci başına 145 dolar harcanırken, özel okullarda 2.393 dolar harcanıyor.
İlköğretimde öğrenci başına devletin harcadığı rakam 509 dolar, özel harcamalar ise 1.591 dolar.
Genel lise eğitiminde rakamlar 1.591 dolara karşılık, 2.066 dolarlık özel harcama şeklinde karşımıza çıkıyor.
Kuran kursuna 120 milyar
Bu tablo değişmediği takdirde uluslararası planda Tayvan ile Meksika’nın yaşadığına benzer bir gelişmeyi ülkemizde de göreceğiz demektir.
Bu tablo, bugün bile ciddi sorunlara yol açan eşitsizliklerin giderek keskinleşeceğine işaret ediyor.
Gelecekte öyle bir ülkede yaşıyor olacağız ki, nüfusu birbirine tamamen yabancı insanlardan oluşacak..
DİE’nin araştırması, üzerinde uzun uzun düşünmemiz gereken bir başka gerçeğe de dikkat çekiyor.
Türkiye’de 2002 yılında meslek edindirici kurslara yapılan harcamalar 36.9 trilyon lirayı buluyor.
Bunun 35 trilyonu sadece “bilgisayar” kursları için harcanmış. (Devlet kurslarında 15.2 trilyon, özel kurslarda 19.7 trilyon lira.)
Dil kurslarına harcanan para 513 milyar lira..
Kuran kursları için harcanan para ise 119.6 milyar lirayı ancak buluyor..
“Mesleki eğitim” denildiğinde, sadece “imam hatipleri” anlayan siyasetçilerin, halkımızdan öğreneceği çok şey var gibi geliyor bana..