Kadın kaprisi hayatımızın rengidir
Boris Vian şöyle söylemiş: “Eğer bir kadını elde etmek, bir kadeh cini ya da bir paket Gaulousie sigarasını elde etmek kadar kolay olsaydı ve onun, alkol ve sigara gibi, bir odaya tıkılmaya zorlanmaksızın açık havada tadına bakma özgürlüğümüz olsaydı, alkolizm ve nikotin zehirlenmesi çarçabuk ortadan kalkardı ya da en azından makul ölçülere inerdi.”
Vian bence yanlış düşünüyor… Eğer bir kadını elde etmek bu kadar kolay olabilseydi, onu elde etme fikrinin de bugünkü kadar cazip ve ‘motive edici’ olamayacağına inanıyorum.
Avcılık gereği…
Gasset “Kadın için yaşamak, teslim olmak demektir; erkek içinse yaşamak, sahip olmak demektir; bu iki yazgı, tam da birbirlerine karşıt olmaları nedeniyle eksiksiz bir uyum sergiler” derken erkeğin ‘avcılık’ özelliğine de dikkat çekiyor.
Bu ‘avlanma’ süreci içinde kadının erkeğin çağrılarına karşı gösterdiği tepkiler genellikle ‘kadın kaprisi’ diye aşağılanır ama kişisel görüşüm odur ki, erkekler bu kaprislerden hoşlanırlar, onları yerine getirmek için olmadık işlere kalkışabilirler.
Dünya tarihi bunun örnekleriyle dolu.
Mesela bugün maraton 26 mil 385 yarda (42 bin 195 metre) koşuluyorsa bunun tek nedeni de budur.
1896 yılındaki ilk modern olimpiyattan itibaren maraton 24 mil koşulmuştu.
1908’deki Londra Maratonu, Windsor ile White City Stadyumu arasındaki yolda koşulacaktı. Kraliçe Alexandra, maratonu stadyumdaki locasından seyredecekti. Ancak Kraliçe çocukları ile torunlarının da maratonu seyretmelerini istiyordu ve bu yüzden maratonun başlangıç çizgisi Windsor Şatosu’nun bahçesine kadar çekildi. O mesafe tahmin edebileceğiniz gibi 26 mil 385 yardaya tekabül ediyordu ve o gün bugündür maraton koşucuları bir kadın kaprisi uğruna 2 mil daha uzun koşuyorlar.
1904’te St. Louis Dünya Fuarı’na katılan dondurmacı Charles Menches, güzel bir genç kıza kur yapıyordu. Kıza bir buket çiçek ve bir dondurma almıştı. Dondurmalar o tarihe kadar iki bisküviden oluşan bir sandviçin arasına konularak satılırdı. Kız elindeki çiçekleri bırakmadan tek eliyle dondurmayı yemeye kalkışınca damlayan dondurma giysilerini mahvetmişti. Menches, kızın kalbini yeniden kazanmak için ilk dondurma külahını oracıkta icat ediverdi.
Bu bir ödül!
Kadın kaprisi dediğimiz şeyin temeli kadının ruhundadır.
Kadın kendi varlığına karşı saygılıdır, erkekler gibi değildir. Bir başka canlıyla kıyaslamamız gerekseydi kadınların sırf bu nedenle ‘kedi cinsinden’ olduklarını da söyleyebilirdik.
Kadın, kendisine olan bu bağlılığı nedeniyle yaşamındaki önemli gördüğü şeyleri “kamunun onaylamasına ya da reddetmesine” bırakmaz.
Bu yüzden kendi günlük hayatlarımızda da örneğini sıkça gördüğümüz gibi ilişkiyi başlatma ya da bitirme kararını da kendisi verir.
Bir kadın tarafından tercih edildiğini gören erkek ‘ödüllendirildiğini’ hisseder. Bu ödülü hak etmek için de elinden ne geliyorsa yapar.
Normal bir erkek karşılaştığı hemen her kadından hoşlanır. Çünkü erkek duyarlılığı denen şey, kadın duyarlılığı denen şeye göre daha hassastır.
Ama bu duyarlılığının karşılığını almak için çaba göstermesi gerekir. Kadının ilgisini çekip onun tarafından seçilmeyi hak etmesi gerekir. Bu eyleme de ‘kur yapmak’ diyoruz.
Bu soğuk kış pazarında umarım yanınızda kaprisleriyle hayatınızı renklendirecek birisi vardır.