Kadınlar erkeklerden ne bekler?
Yazının başlığını okuyan erkek okuyucuların büyük bir heyecan duyduklarına eminim. Hepimizin üzerinde uzun uzun düşündüğü ama kesin bir yanıt bulamadığı bir soru bu.
Dün internette gezinirken bulduğum bir sitede ben de bu başlığı görünce “mal bulmuş mağribi gibi” üzerini tıkladım. Belki bir türlü çözemediğim sorulara yanıt bulabilirim umuduyla…
Biraz sonra sizlerle de paylaşacağım bu yanıtlar esasen yaşlanmakta olan kadınlarla dalga geçmek üzere yazılmış ama bana sorarsanız aslında biz erkeklerin ne kadar iflah olmaz yaratıklar olduğumuzu da gözler önüne seriyor. Birlikte okuyalım, bakalım bana hak verecek misiniz?
16 yaşındaki bir kızın erkeklerden beklentileri çok basit: Şirin, zeki ve bir otomobili olan..
21 yaş beklentilerin arttığı bir yaş gibi görünüyor. Ne de olsa kızımız ergenliğe geçmiş, ama erkekleri de henüz yeterince tanıyamamış: Bekar, akıllı, başarılı, koruyucu ve sempatik, hazır cevap, atletik, şık, hayatı sürprizlerle renklendiren bir romantik aşık arıyormuş bu yaştaki kadınlar.. En mutsuz kadınların bu yaş grubundan çıkmasında şaşılacak bir yön meğerse yokmuş diye düşünüyorum.
Tecrübeler arttıkça…
30’lu yaşlar kadınların ayaklarının yavaş yavaş yere basmakta oldukları bir döneme denk geliyor: Saçları dökülmemiş, otomobilin kapısını açan, sandalyeyi tutan, şık akşam yemekleri için yeterli parası olan, kadının yaptığı esprilere gülen, ağır alış veriş torbalarını taşımak isteyen, bir evi olan, evde ilginç yemekler pişirebilen, doğum günlerini ve öteki özel günleri unutmayan, zaman zaman romantik olmayı başaran ve sık yıkanan bir erkek bu yaşlardaki kadınlar için yeterli görülüyor.
40’lı yaşlarına gelen kadınlar elbette daha gerçekçiler. Erkeklerin pek o kadar da ince yaratıklar olmadığını kendi hayat tecrübelerinden biliyorlar ve beklentilerini de bu nedenle aradan geçen 20 yıldan sonra revize etmişler: Dazlak olabilir ama çok da çirkin olmayan, düzenli bir işi olan, arada bir sevgilisini yemeğe götüren, kadın bir şeyler anlatmaya çalışırken uyuklamayan, anlatmaya başladığı fıkraların sonunu unutmayan, evde mobilyaların yerini değiştirirken eşine yardım eden, gömleğinin göğüs düğmelerini mümkün olduğunca kapalı tutan, şampanya alırken kalitesine dikkat eden, çıkarken tuvaletin kapısını kapatmayı unutmayan, hafta sonlarında traş olan bir erkek..
Gerçek mutluluk 75’inde
55 yaşını geçmiş olan kadınların artık erkek cinsini iyice tanıdıkları ve beklenti düzeylerini de buna göre oldukça düşürdükleri anlaşılıyor: Burun ve kulaklarındaki kılları kesen, herkesin ortasında geğirmeyen ve gaz çıkarmayan, küçük de olsa bir tasarrufu olan, yanında uyuyabileceğimden daha yüksek sesle horlamayan, aynı espriyi yüzlerce kez tekrarlamayan, hafta sonlarını kanapede uyuklayarak geçirmeyen, çoraplarını ve iç çamaşırlarını hiç olmazsa her gün değiştiren, televizyonun karşısında birlikte yemek yerken uyuklamayan, yakın akrabaların isimlerini hatırlayabilen ve özel günlerde traş olmayı akıl eden bir erkek..
65 yaşını deviren kadınların artık erkeklerden umutlarını iyice kestikleri anlaşılıyor: Küçük çocuklara bağırmayan, banyonun nerede olduğunu hatırlayan, bir köşede birikmiş parası olan, oduncu hızarı gibi horlamayan, neden güldüğünü hatırlayan, öğleden sonra pijamalarını çıkarıp giyinmeyi akıl edebilen, takma dişlerini nerede çıkardığını hatırlayabilen ve birlikte yaşadığı kadının adını unutmayan bir erkek..
75 yaşını geçmiş bir kadının erkeklerden beklentisi o kadar az ki gerçek mutluluğa kadınların ancak bu yaşta ulaşabileceklerini bile düşünmek mümkün: Nefes alan ve tuvaletini tutmayı başarabilen bir erkek..