MİLLİYET

Kadınların nefret ettiği "şey"ler

 Günlük yaşamımızda yaptığımız, yaparken de farkına bile varmadığımız küçük jestlerin, hareketlerin, başkalarıyla ilişkilerimizi nasıl kötü etkilediğini biliriz.

Ama çoğu zaman bunları bilmek, bu hareketleri tekrarlamamızı önlemez..
Mesleğim gazetecilik olduğundan mıdır, yoksa küçük yaştan beri güne gazete okumadan başlayamama huyumdan mıdır bilmiyorum, gittiğim her yabancı kentte o kentte yayımlanan gazetelere bakarım. Bakarım, diyorum, çünkü yerel gazetelerde yayımlanan haberlerin çoğu ilgimi çekmez..
Cleveland’da bulunduğum geçtiğimiz bir hafta içinde de bölgenin gazetesi Plain Dealer’in “mecburi” okuyucusu oldum.
Topu topu 50 kilometrelik çapı olan bir bölgeye yayın yapan gazetenin yıllık 150 milyon dolarlık reklam gelirini kıskandığımı söylememe gerek var mı bilmiyorum, ama zaten konumuz da bu değil..

‘Kocalarınıza okutun’
Plain Dealer’in köşe yazarlarından Evelyn Theiss’in köşesinde yazdığı bir makaleden söz edeceğim size..
Bayan Theiss bu makalesinde “erkeklerin yaptığı ve kadınların nefret ettiği 101 şey”den söz ediyor.. Daha çok giyim – kuşam ile ilgili hatalar.. Birçok erkeğin farkında bile olmadan yaptığı, hiç önemsemediği 101 hata!
Yazar, bu yazıyı hanım okuyucularının eşlerine okutmaları için kaleme almış. “Böylece” diyor, “yüzlerine doğrudan söyleyerek canlarını sıkmak zorunda kalmazsınız. Erkek egosu çabuk kırılır. Arif olan anlayacaktır.”

Ah o çıkıntı saçlar!
Aynı amaçla, aktarıyorum: Şu cennet vatanımızın, erkekleri ve kadınları boş şeylerle birbirlerinin canını sıkmasınlar, gereksiz nefretler uyandırmasınlar diye!
Kadınların (belki sadece Amerikalı kadınlarındır, bilmiyorum) nefret ettiği şeylerin başında erkeklerin kafalarının tepesindeki ibibik gibi uzayan “çıkıntı saçları” tarayarak yerine yapıştırmaya üşenmeleri geliyormuş. Ki bence bunun için kadın olmaya da gerek yok. Karşısındaki insanın kafasında havaya kalkmış bir tutam saç, kimin sinirini bozmaz ki?
En çok nefret toplayan hareketlerden biri de spor giysilerin altına, iş giysileriyle giyilen ayakkabıların giyilmesiymiş. Hele şortların altına giyilen siyah ayakkabı – siyah çorap kombinasyonu birçok ilişkiyi daha başlamadan bitirebiliyormuş..

Siyah ayakkabı mı?
Yazar, erkeklere ayrıca şunu da öğütlüyor: “Ütü çizgisi kaybolmuş açık renk pantolonlardan da uzak durun!” Ve asla yapılmaması gereken bir başka “hata”: Açık renk pantolonların altına siyah ayakkabı giymek!.. “Siyah sadece siyahla gider!” Buna ben ülkemiz için şu eklemeyi yapıyorum: Siyah ayakkabıyla beyaz çorap da giymeyin!
Amerikalı kadınları “delirten” şeylerden birisi de sökülen pantolon paçalarını “seloteyp” ile tutturma alışkanlığıymış. Yatılı okulda iken kızların bizlere neden yüz vermediğini merak ederdim. Demek ki sebebi buymuş!

Seven göz, kusur görmez!
Bütün bunlara dikkat etmek de yetmiyor. Çorabınız kısa konçlu ise, bacak bacak üstüne attığınızda çorabınız ile yukarı sıyrılan pantolon paçanızın arasından teninizin görünmesi de “iğrenç” bulunuyor, haberiniz olsun!
Vıcık vıcık biriyantinli ya da jöleli başlar ve kuzgun karasına boyanmış saçlar da eğer bir aşk romanının kapağını süslemiyorsanız, makbul görülmüyor..
Ayrıca ilgilendiğiniz bir kadına sizi araması için “kartvizit” vermeniz de iyi bir şey değil. Bunun yerine, küçük bir kağıda el yazınızla telefonunuzu yazmanızı istiyorlar..
Böyle daha yüzlerce öneri var.. Bunlara bakınca kadınlar ile erkeklerin birbirleriyle anlaşmalarının neden çok zor olduğunu insan daha iyi anlıyor..
Ama ben yine de anneannemden öğrendiğim şu sözü tekrar hatırlatayım diyorum: Seven göz, kusur görmez!