MİLLİYET

Ramazan üzerinden siyaset yapmak

 Ramazan, İslam dininin kutsal ayı.. Bütün İslam coğrafyasında bir tür şenlik şeklinde kutlanıyor, ibadet ediliyor.

Evinde uydu alıcısı olanlar değişik müslüman ülkelerin televizyonlarından olayın şenlik boyutunu kolaylıkla izleyebilirler. Kentler ışıklandırılıyor, camilerden toplu ibadetler yayımlanıyor..
Ülkemizde de minarelere asılan mahyalar, iftar saatinden sonra ışıklandırılan minareler ve camiler, bu görüntüyü tamamlıyor.
Oruç ibadeti, ibadetin her türü gibi kişisel bir durum. Herkes kendi inancına göre Ramazan’ı yaşıyor.
Böyle bir ortamda yoksul ve aciz durumdaki kişilere yardım edilmesi de Ramazan’a toplumsal bir yön kazandırıyor.
Bu güzel bir gelenek.
Ancak bu güzel geleneğin yerine getirilmesinde de giderek ölçünün kaçırılmaya başlandığını düşünüyorum.
Belediyeler tarafından büyük meydanlara kurulan “iftar çadırları” uygulamasının olayı bir tür siyasi şova dönüştürmesi kişisel olarak beni rahatsız ediyor.
Ortaya çıkıyor ki, özellikle İstanbul, Ankara, İzmir, Diyarbakır gibi büyük kentlerde ciddi bir fakirlik sorunu var.
İnsanların önemli bölümü oruç tutmasalar bile bu çadırlardan yemek yemek hatta artan yemekleri toplayıp evlerine götürmek için çırpınıyorlar.
Şunu sormak istiyorum: Belediyelerin bu görevi yerine getirmeleri için mutlaka Ramazan’ın gelmesi mi gerekiyordu?
Ramazan bahane edilerek on binlerce kişiye (bu arada hiç ihtiyacı olmayanlara da) yemek dağıtılacağına bu bütçeler bütün bir yıla yayılarak harcansa ve gerçek ihtiyaç sahiplerinin bütün bir yıl düzgün gıda alabilmeleri sağlansa daha doğru olmaz mıydı?
Bugün Milliyet’te yer alan bir haber AKP İstanbul ilçe teşkilatlarının fakir semtlere yönelik yoğun bir Ramazan çalışması içine gireceklerini gösteriyor.
İlçelerde 200’er kişilik iftar yemekleri düzenlenecek, bu yemeklere katılan sanatçı ve işadamlarının fakirlere el uzatmaları sağlanacak. İlçe teşkilatları ayrıca fakir mahallelerinde erzak dağıtmak türünden programlar da uygulayacaklar.
Bu, dinin siyasete alet edilmesi değil midir?
Dini hassasiyetlerin yoğun olduğu bir ayda, bir siyasi partinin “sosyal faaliyet” görüntüsü altında bir tür propaganda çalışması yapması, din ile siyasetin birbirinden ayrı tutulması ilkesini çiğneyecek bir davranış değil midir?