Şaron'un terör tuzağı
Hamas lideri Şeyh Ahmed Yasin’in öldürülmesi, neresinden bakarsanız bakın açık bir cinayettir.
Suçu işleyenin bağımsız bir devletin askeri gücü olması, emri verenin bir Başbakan olması olayın bir cinayet olduğu gerçeğini hiçbir şekilde değiştirmiyor.
İsrail Başbakanı Ariel Şaron’un nasıl bir kişiliği olduğunu, Filistin halkına ve Filistin sorununa yaklaşımının ne olduğunu geçmişinden biliyoruz.
Eylül 1982’deki Sabra ve Şatila mülteci kamplarındaki korkunç kıyımın baş sorumlusu olarak hâlâ “Beyrut Kasabı” olarak anıldığını da..
Şaron, bu büyük insanlık suçundan yakasını kolay sıyırdı. Olayı araştıran İsrail hükümeti Şaron’un olaydaki sorumluluğunun “ihmal” ile sınırlı olduğuna karar verdi ve General Şaron hükümetteki görevinden ayrılmak zorunda kaldı.
Aradan geçen 22 yıl sonra Şaron cephesinde hiçbir şeyin değişmediğini görüyoruz.
Talihsizlik şurada ki, Bosna’da benzer suçları işleyen Sırp katillerden yakalanabilenler hapiste cezalarını çekerlerken, Şaron, İsrail hükümetinin başında..
Filistin’i çaresiz bırakmak
İsrail, Şaron’dan önce de bu tür eylemlerde bulundu. Eylemlerin önemli bölümünde “başarı” da sağladı.. Ancak bu “başarı” kalıcı bir barış ortamının yaratılması ve Filistin sorununun çözümü yönünde bir gelişme sağlanmasına da yaramadı.
Bu eylem de, kendisinden önceki öteki eylemler gibi şiddetin yaygınlaşmasından, terörün azgınlaşmasından başka bir sonuç vermeyecek..
Bunu bizler kadar Şaron da gayet iyi biliyor olmalı..
Bunu bile bile bu tür eylemleri sürdürmekten kaçınmaması bir tek şey düşündürtüyor: Şaron’un niyeti Filistin’de barışçı bir çözüme ulaşmak değil..
Şaron’un niyeti açık: Filistinlileri terörden başka çaresi kalmayan insanlar durumuna düşürmek, bu terör dalgasının yaratacağı kıyımlar ve acılar pahasına sorunu giderek çözümsüz hale getirmek!
Filistin’de Şaron’un bu tuzağına düşmek için sabırsızlanan birçok grup olduğunu da iyi biliyoruz.
İşin en kötü tarafı uluslararası toplumun bu tür davranışlar karşısında sadece cılız kınamalarla yetiniyor olması..
Şaron zihniyetinin azgınlığına cesaret veren de bu olmalı..
Çözüm İsrail halkında
Bugün tüm dünyanın başına bela olan İslamcı terör, asıl gücünü ve kaynağını Filistin sorununun adil bir çözüme kavuşturulamamış olmasından alıyor.
Uluslararası toplum, bu küresel terör belasından kurtulmak için her şeyden önce bu sorunu çözmek zorunda..
Bu nasıl olacak?
Bugünün şartları Şaron’un politikasını değiştirmek için Güney Afrika benzeri bir ambargonun uygulanmasını olanaksız kılıyor.
ABD’nin, İsrail hükümetinin bu tür uygulamaları karşısında etkin bir rol oynayamaması da uluslararası toplumun elini kolunu bağlayan faktörlerden biri..
Öyle görünüyor ki bu sorunu çözme gücü sadece İsrail halkının elinde..
Neredeyse her gün terörün yarattığı derin acılarla sarsılan İsrail halkı, başından bu belayı def etmek için önce Şaron ve benzerlerini siyasetten temizlemek zorunda..