Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

Şişkodan pokerde kazandığım adayı yeğenime bırakıyorum

 Ne zaman gündeme Kardak Kayalıkları gelse, lise yıllarımda okuduğum, Milliyet Yayınları’nın “dünya mizahı” dizisinden yayımladığı bir romanı hatırlarım: Şişkodan pokerde kazandığım adayı yeğenime bırakıyorum!

Romanda bütün yaşamını kumar oynayarak geçirmiş zengin bir maceraperestin ölürken bıraktığı mirasın, genç yeğeninin başına açtığı problemler ince bir mizahla anlatılır.
İnce dediysem, o kadar ince de değil.. Bazı yerlerinde sesli kahkahalarla gülmek de istersiniz..

Bir tür balayı
Kumarbaz adam, ölmeden önceki gece “şişko” lakaplı rakibinden ıssız bir adanın tapusunu kazanır.
Ada denilen şey, Batı Pasifik’in ortasında bir kayalıktır aslında..
Amcasından böyle bir miras kaldığını öğrenen genç adam evlenmek üzere olduğu sevgilisini de alıp bir tür “balayı” için bir tekneyle bu adaya gider..
Geceyi kurdukları çadırda geçirirler..
(Eninde sonunda bir romandan söz ediyoruz ama anlatırken bile insanın hoşuna gidiyor, gerçek olsa ne güzel olurdu?.. Sevdiğiniz kız yanınızda, o da size âşık, ıssız bir adaya gidiyorsunuz ve yaşınız daha otuz bile değil!… Hoş 49 olsa ne değişirdi ki? “Hayali cihan değer” denen cinsten bir durum!)

Âşıklar zor kaçar..
Onlar gece kurdukları çadırda “uyurlarken” bir atom denizaltısı (Romanın yayımlandığı yıllarda bu müthiş bir şeydi: Atom enerjisiyle çalışan bir denizaltı!) adanın kayalıklarına çarpar..
Gemiyi ele geçirip sırlarını öğrenmek isteyen ve bunu önlemeye çalışan Amerikan ve Rus donanmaları ise sabah olana kadar çoktan adanın çevresini kuşatmış ve adayı “fiilen” ikiye bölmüş durumdadır..
Bizim TBMM Başkanı’nın hoşlanmadığı türden fiili bir “Casus Belli” durumu ortaya çıkar..
Gerilim sonunda öyle bir noktaya gelir ki, bir nükleer patlama, adayı okyanusun derinliklerine gömer ve bizim genç âşıklar bir salın üzerinde yarı çıplak canlarını zor kurtarırlar..

Haberimiz yoktu ama..
Kardak olayı da biraz buna benziyor..
Bu kayalıkların varlığından ne Yunanlıların haberi vardı, ne de Türklerin..
Bir gün bir gemi orada karaya oturdu ve neredeyse Türkiye ile Yunanistan gerçek bir savaşa giriyordu..
Bugünün şartlarında bile bu gerilimin sürdüğü, son olaydan sonra bir kez daha görüldü..
Kimsenin işine yaramayacak, ama kimsenin işine yaramayacak diye kimsenin de bırakmak istemeyeceği bir kayalık!

‘Reality show’ fikri
Kardak’taki son “gerilim” ile ilgili haberleri okurken aklıma bir “reality show” fikri geldi.
Bir Türk ve bir Yunan televizyon kanalının ortaklaşa yapıp yayımlayabileceği bir “reality show”..
Belki bu sayede Kardak, iki ülkenin birbiriyle savaşacağı değil, “sevişeceği” bir sembol haline de gelebilir!
Kardak kayalıklarına iki çadır kuracağız.. Erkekler ve kızlar için.. On erkek: Beşi Türk, beşi Yunanlı.. On kız: Beşi Türk, beşi Yunanlı..
Üçüncü ayın sonunda bu gençlerden birbiriyle evlenmeye karar veren Türk ve Yunanlı çifte Kardak kayalıklarının “mülkiyetini ve egemenlik haklarını” vereceğiz! (Malum tartışmalar çıkmasın diye iki çift de seçebiliriz: Türk erkek – Yunanlı kız ve Yunanlı erkek – Türk kız şeklinde!)
Böylece ada ne Yunanistan’ın olacak, ne de Türkiye’nin..
Bir “Prof. Zihni Sinir Projesi”ne benziyor bu öneri, biliyorum..
Ama bir düşünün bakalım: Kardak kayalıkları yüzünden Yunanistan ile Türkiye savaşa girse daha az mı komik olur?