Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri hiç bu kadar çok üst düzey gazeteci Türkiye’ye gelmemişti.
İstanbul’a Dünya Gazeteler Birliği Kongresi ve Editörler Forumu nedeniyle gelen katılımcıların sayısı 1300’ü geçti…
Dünyanın dört bir yanındaki 88 değişik ülkeden gazete sahipleri ve gazetelerin genel yayın müdürleri bu kişiler..
Milliyet, bu yılki kongrenin ev sahipliğini yapıyor.
Ülkemizi tanıtıyoruz
Dünya Gazeteler Birliği (WAN) ve onun “kardeşi” diye nitelendirebileceğimiz ‘Editörler Forumu’, dünyada özgür basın faaliyetinin yaygınlaşması, dünya gazeteleri arasındaki bilgi alışverişinin geliştirilerek, gazetecilik mesleğinin geleceğinin inşa edilmesi gibi önemli bir misyona sahip.
Bu toplantıların Türkiye’de düzenlenmesi için çaba göstermiş olmamızın nedeni de burada yatıyor..
Bir yandan Türkiye’nin özgür dünyanın bir parçası olduğunu vurgulamak, öte yandan da ülkemizin daha geniş kitleler tarafından tanınmasını sağlayabilmek..
Misafirlerimiz cuma akşamından beri İstanbul’u gezip görmek, Türkiye’deki değişik çevrelerle yakın ilişki kurabilmek olanaklarına da sahip oldular.
İstanbul Arkeoloji Müzesi bahçesinde yapılan açılış töreni öncesinde müzeyi gezen konuklarımız, çalışmalar süresince İstanbul’un değişik yönlerini ve zengin kültürümüzü tanıma olanağı bulabilecekleri değişik etkinliklere de katılacaklar..
Hezeyana gerek yok!
Kongre sonunda da hemen ülkelerine dönmeyecek konuklarımız Efes, Kuşadası, Pamukkale gibi tarihi ve turistik yörelerimizi de görebilme olanağına sahip olacaklar..
“Türkiye’nin tanıtımı sorunu” dediğimiz problemimizin aşılması için atılmış önemli bir adım olacak bu kongre..
İki gündür bazı gazetelerde yayımlanan ve kısaca “deli saçması” diyebileceğimiz hezeyan fırtınalarına kendilerini kaptırmış meslektaşlarımız, keşke kendi sorunları ile Türkiye’nin tanıtımı sorununu birbirinden ayırmayı başarabilselerdi..
Biz kendi küçük dünyamızda yaşarken, kendimizi dünyanın merkezi sanma yanılgısına da sıkça düşen bir ulusuz.
Bu yüzden bizler hakkında yanlış fikirlere sahip olan yabancılarla karşılaştığımız zaman sinirleniyor, isyan ediyoruz.
Dün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, ‘Editörler Forumu’ için ülkemize gelen yabancı gazetelerin genel yayın müdürleri için düzenlediği basın toplantısında sorulan bazı soruları dinlerken aynı duyguları yaşadım.
Adını birçoğumuzun bildiği, yüksek tirajlı gazetelerin en tepesindeki gazetecilerin bile ülkemiz ve yaşam biçimimiz hakkında nasıl olup da bu kadar cahil olabildiklerini sordum kendime..
Ve ne yazık ki bu yüzden onları suçlayamıyorum.
Suçlanması gereken birileri varsa, o da biz Türklerden başkası değil..
Herkese düşen görev
Bu Kongre ve Forum’un hiçbir yararı olmasa bile en azından dünyanın en üst düzey gazetecilerine kendimizi anlatabilmek gibi bir yararı olacak..
Ülkemizdeki tüm meslek ve sivil toplum kuruluşlarına bu yönde büyük görev düşüyor.
Her meslek grubunu çatısı altında barındıran büyük dünya kuruluşlarının kongrelerini Türkiye’de düzenlemeye ikna edebilmek, en başta onların işi..
Bu tür kongrelerin sayısı arttıkça tanınmıyor olmaktan dolayı daha az şikâyet etmeye başladığımızı da göreceğiz.