POSTA

Polis, insanları niye dövüyor?

Polis tarafından herkesin önünde dövülen öğretmenlerin görüntüleri, gözümün önünden gitmiyor. Çaresiz insanların yüzlerine, kafalarına, vücutlarının çeşitli yerlerine acımasızca inip-kalkan coplar ve o copları tutan eller kırılsın diye dua ettim, televizyonu izlerken.

Ama benim duamla bir şey değişmiyor.

Yarın benzeri görüntüleri televizyonlardan yine izleyeceğimizi, gazetelerden okuyacağımızı adım gibi biliyorum.

Polisin görevi kamu düzenini korumak.

Yasaların kendisine verdiği görevi, yasaların sınırları içinde kalarak yerine getirmek..

Polisin, hangi koşullarda belindeki silahı kullanacağı, hangi koşullarda elindeki copu sallayacağı belli.

Yasal izinler alınmadan yapılan eylemleri dağıtmak da polisin işleri arasında.

Polis zevk alıyor
Bu eylemi yapanları önce uyarmak, sonra gerekiyorsa gözlem altına almak, kendisine direnildiği taktirde de zor kullanmak hakkına sahip.

Ancak görünen o ki, polislerimizin büyükçe bir bölümü bu zor kullanma hakkının, yapılan eylemi durdurmakla sınırlı olduğunun farkında değiller.

Ya bu kuralı bilmiyorlar, ya da biliyorlar, ama uygulamıyorlar.

Öğretmen eyleminde de önce yasal olmadığı ileri sürülen eylemin bitirilmesi istenmiş. Eylem devam edince de polisler zor kullanarak kalabalığı dağıtmaya ve suçu işleyenleri gözlem altına almaya başlamışlar.

Buraya kadar her şey normal.

Anormal olan, bir kere polis tarafından kontrol altına alınmış bir eylemde cop kullanmaya devam etmek.

Görüntülerde açıkça tespit edilmiş. İki polis, bir insanı iki kolundan yakalamış ekip otosuna doğru götürüyorlar.

Tutuklu (yasal olarak tutuklu değil, ama laf kısa olsun diye tutuklu diyorum) gitmemek için biraz ayak sürüyor olsa da, o iki polisin onu ekip otosuna kadar götürebilecekleri belli. Suçlu olduğu varsayılan (henüz bir mahkeme kararının da olmadığını, götürülmek istenen inşanın yasalar karşısında hala suçsuz olduğunu da unutmayalım) insanın kaçıp-kurtulma ihtimali de yok.

Ama yine de nereden çıktıkları belli olmayan bir takım polisler ellerinde coplarla, bu zavallı insanların üzerine saldırıp, onları tekmeyle, copla, yumrukla dövmeye devam ediyorlar.

Yaptıkları işin, polisin göreviyle, polisin hakları ve sorumlulukları ile bağdaşır bir yanı var mı?

Açıkça görülüyor ki, polis bu işi yaparken biraz da zevk alıyor.

Siyasal şartlanmışlık
Karşısındaki insan hakkında yargıç gibi kararını verip, infazını da kendisi uyguluyor.

Onlar için karşılarındakinin kim olduğunun önemi yok.

Güçsüz kadın, yaşlı öğretmen, genç kız, delikanlı demeden basıyorlar copu.

Belli ki siyasal olarak da şartlanmışlar. Çünkü aynı polisler, yapılan yasa dışı eylem toplumun bir başka kesiminden kaynaklanıyorsa, aynı şekilde tepki göstermiyor. Onlara daha şefkatle ve anlayışla yaklaşıyor. Doğru olanı da bu.

Polisin görevi insanları döverek, hastanelik etmek değil.

Onun görevi yasal düzeni korumak.

Polis, yasal düzeni korumak için güç kullanması gerekiyorsa, buna en son çare olarak başvurmalı..

Güç kullandığı zaman da, kullanacağı gücün dozu, eylemin şiddetiyle doğru orantılı olmalı.

Eğer karşısına geçip kendisine silah sıkan birileri varsa elbette silahını kullanmalı. Ama başka arkadaşları tarafından gözlem altına alınmış insanların üzerine, hayvanlar gibi saldırıp, çaresiz kadınları coplamamalı.

Saygı görmek ve göstermek
Biliyorum ki bunları yazdığım için yarın yine bir çok küfürlü tehdit telefonuna muhatap olacağım.

Polisi görev yapamaz hale getirmekle eleştirileceğim.

Oysa benim niyetim, herkesin saygı duyduğu bir polise canımı ve malımı emanet edebilmek.

Milletin verdiği vergilerle aldıkları maaşlarını hak etmek istiyorlarsa, millete iyi muamele yapmayı öğrenmek zorundalar.

Yıllardır Türkiye’de karakollarda işkence olmadığı, bunun en azından sistematik bir olay olmadığı iddia ediliyor.

Düşünün bir kere. Sokakta herkesin gözü önünde insanları acımasızca döven bir yaratığın eline, bir de karakolların kapalı kapılarının ardında düşerseniz haliniz ne olur?

Vakit geçirilmeden, polis örgütünün bu tür sadist insanlardan temizlenmesi gerek.

Ben kendi ülkemde polisimden saygı göreceğim, polisime saygı göstereceğim bir düzen istiyorum.

Bu çok büyük ve gerçekleşemeyecek bir istek mi?