Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

Posta'nın zaferi

Posta, Türk basınında bir devri kapattı ve yeni bir dönemin başlatıcısı oldu. Kaliteli, birinci sınıf bir gazetenin de ucuza satılabileceğini kanıtladı. Türk basınının geleceği olan yeni okuyucular kazanmanın, kısa dönemde büyük karlar etmekten daha önemli olduğunu gösterdi.

İşte bu yüzden Posta çıktığı günden beri, olması gereken fiyatın yarısına satılıyor. Bundan sonra da Posta’nın bu çizgisinde bir değişiklik olmayacak. Posta, her zaman olması gereken fiyatın altında satılacak.

Dört büyükler

Basının dört büyükleri arasında şu günlerde yoğun bir tiraj rekabeti yaşanıyor. Posta, Hürriyet, Milliyet ve Sabah arasındaki bu tiraj rekabetinde herkes kendi tirajını arttırmak ve liderliğini ele geçirmek için değişik yöntemler deniyor.

Dört büyük gazeteden birisi olan Posta, sorumluluğunun bilincinde olarak, promosyon yapmak yerine okuyucusuna daha kaliteli bir gazeteyi daha uygun fiyatla sunma yolunu seçti.

Bunun da ödülünü almakta gecikmedik. Posta şu anda Türkiye’nin promosyonsuz en çok satan gazetesi. Sadece haber vererek ve gazetecilik yapılarak da tirajını arttırabildiğini gösterdiğimiz için çok mutluyuz.

Sabah’ın yavrusu

Sabah gazetesi, en büyük rakibi Posta’nın tirajındaki bu artıştan korktuğu ve tek başına kendisinin bizimle mücadeleye gücünün yetmeyeceğini bildiği için yavrularından birisini de yardıma çağırdı.

Bu gazete (Takvim) büyük promosyon reklamlarıyla aç-kazan biletleri dağıtmaya girişti. Ancak vereceğim dediği otomobilleri ve bisikletleri dağıtmadığı için okuyucunun da büyük tepkisiyle karşılaştı. Bu şeytanca plana en büyük tokatı okuyucu attı. Takvim geçtiğimiz hafta 150 bine yakın tiraj kaybetti. Okuyucu palavraları yutmadığını gazeteyi almayarak gösterdi.

Bu tür girişimlerle Posta’nın yolunu kesmenin imkanı yok. Sabah’a tavsiyem hem kendi hem de genel olarak basının imajını sarsmamak için bu tür “boş” hayallerden vazgeçmesi.

Biz Takvim’in ya da Sabah’ın promosyon yapmasına elbette karşı değiliz. Ancak, basının güvenirliğini sarsıcı uyanıklıkları da yapmasınlar. Üç beş kuruş para ve bir-iki bin tiraj için bu yaptıklarına değmez. Onlara bu lekeyi silmek için bir fırsat daha veriyorum. Dağıtacağım deyip dağıtmadıkları 101 otomobili “Mehmetçikle El Ele” kampanyasına bağışlamalarını öneriyorum. Eğer isterlerse Çocuk Esirgeme Kurumu’na da verebilirler.

Okuyucularının vicdanlarında ancak böylece aklanacaklar… Bunu unutmasınlar!