POSTA

Posta'yla başa çıkılmaz

Posta, yayın hayatına atılışının yüzüncü gününde Türk basınındaki liderliğini başarıyla sürdürüyor. Geçtiğimiz hafta televizyonlarda izlemeye başladığınız yeni Posta reklamında bu büyük başarı bir kez daha dile getiriliyordu.

Posta yayın hayatına 147 binlik bir net satışla başladı. Posta için oldukça mütevazı olan ama başka bazı gazeteler için hayli yüksek olan bu rakam, ilk günden beri sürekli arttı. 710 binlere kadar da çıktı. Bugün birinci sayfadaki grafiğimizde de açıkça görüldüğü gibi Türkiye’nin promosyonsuz en çok satan gazetesi olmanın gururunu yaşıyoruz. 76 ilin tam 44 tanesinde birinciyiz. Öteki illerde de birinci olmamız an meselesi.

Sabah’ın çabası

Sabah gazetesi Posta’nın en büyük rakibi. Gerek okuyucu profilindeki benzerlik, gerekse yayıncılık anlayışı bakımından Posta ile Sabah büyük bir yarış içinde.

Posta, bu yarışı sportmence ve dürüst yayıncılık ilkeleri çerçevesinde sürdürüyor. Oysa Sabah sık sık belden aşağı vurmaya çalışarak, acemi bir boksör görüntüsünde.

Posta’nın yükselen tirajı karşısında Sabah ilk olarak küçük gazetesi Takvim’i karşımıza çıkarmaya çalıştı. Ancak, bunda başarılı olamadı. Posta, Takvim’i tam ikiye katlayan satışıyla Sabah’ı panikletti.

Bu panik Takvim’in sahte promosyonlara yönelmesine yol açtı. Önce 101 otomobil dağıtacağız dediler. Milli Piyango yetkililerinin görevlerini yapmamasından faydalanarak halkı kandırdılar. Ancak, Posta foyalarını çabuk ortaya çıkardı. 101 otomobilden sadece yedi tanesinin dağıtıldığını tespit etti. Okuyucuyu uyandırdı. Takvim’in promosyon çabası ters tepti.

Bunda yenilgiye uğrayan Sabah bu sefer Takvim gazetesine 5 bin bisiklet vereceğim diye reklam yaptırttı. Aradan 15 gün geçti, daha bisikletlerin ancak altıda biri dağıtılmış durumda. Yani sizin anlayacağınız aynı tezgah yine kuruldu. Bisiklet vereceğiz diye halkı kandırdılar, ama bisiklet falan dağıttıkları yok. Milli Piyango kanunu açıkça bu tür kampanyaların sürelerinin kampanyada belirtilmesi gerektiğini söylediği halde bu usulsüzlüğü yapmakta da bir beis görmüyorlar. Bu kadar bisikleti bakalım kaç yılda dağıtacaklar?

Ama çok beklemeye de gerek yok. Dağıtmayacakları gün gibi ortada. Eğer dağıtacak olsalardı, daha önce söz verdiği otomobilleri dağıtırdı.

Eski alışkanlık

Benim anlamadığım nokta şu. Bu bisikletlerin ve otomobillerin fiyatını, Takvim gazetesi bırakın Posta kadar satmayı (bizim kadar satmalarına zaten imkan yok), bir milyon bile satsa ödeyemez. O zaman geriye bir tek şey kalıyor. Amaç promosyon yapmak değil, halkı kandırmak. Bunlar zaten daha eskilerde de devrik otomobiller, teneke kolyeler, sıvama ciltlerle milleti kandırma alışkanlığını edinmişlerdi. Şimdi bu huylarını Takvim’le tatmin ediyor olmalılar.

Sabah grubunun promosyon rezaleti bununla da kalmıyor. Okuyuculardan Posta’ya gelen şikayetler, Gün gazetesinin de dağıtacağını ilan ettiği altın rozetleri vermediği yolunda. Her gün bir araba dolusu mektup, telefon alıyoruz. Onları acaba Ahmet Vardar’a mı havale etsek, ne dersiniz?

Şakası bir yana yapılanlar gerçekten yakışmıyor. Bence boşa uğraşıyorlar. Çünkü Posta ile başa çıkmalarına imkan yok. Başarılı olmaları için tek seçenekleri var: Gazetecilik yapmak.

Başbakana dokunma, filanca banka müdürünü üzme, patronun tekne arkadaşına karışma gibi ilkeler yerine, işlerini temel gazetecilik prensipleri içinde yürütseler başarılı olurlar. Posta’nın başarısının sırrı budur.

Biz sadece okuyucumuza karşı borçluyuzdur ve onun ihtiyacı olan şeyi, doğru haber veririz. Posta’yı 44 ile birinci, diğerlerinde de kıl payı farkla ikinci yapan işte bu prensiptir!