Aşk üzerine sorduğum sorulara, okuyucularımdan gelen ilginç yanıtları sizlerle paylaşacağımı söylemiştim. Bir okuyucum bana Enis Batur’un “Kediler krallara bakabilir” (Remzi Kitabevi) isimli kitabından bir bölümü gönderdi. O bölümü sunuyorum:
“Birkaç yıl önce gazeteler yazmıştı: 12 yaşında bir çocuğun istemeyerek yuttuğu bir karpuz çekirdeği nefes borusunun bir girintisine takılıp kalmış, zamanla dayanılmaz boyutlar alan solunum darlığı yüzünden hekimlere başvurulmuştu. Karpuz çekirdeği, çocuğun akciğerlerine kök ve yaprak salmış, soluduğu havadaki oksijenin büyük bölümünü kendi beslenmesi için alıkoyuyordu. Çocuk ameliyata alındı, ertesi gün, çekirdek ve kökler ve yapraklar alındı. Birkaç saat sonra (çocuk) öldü.”
“Bir erkeğin birden fazla kadına, bir kadının birden fazla erkeğe ilgi duymasını sınırlayabilecek kural yoktur. Bir erkeğin birden fazla kadınla yaşamasını zorlaştıran, çoğu zaman da olanaksız kılan ‘durum’lar vardır olsa olsa. Bu ‘durum’u kişi kendi kurar tabii, ama bir hesapsa bu, hesabın altında bekleyen, dinlenen, sonra da – günü gelince – öne çıkan bir seçim, bir dizi seçim okunur.”
“İnsanları hayatlarımızdaki ‘yer’lerine bölmek isteriz – herkesin içinde açık ya da örtük bir ‘tel cambazı’ yatar çünkü. Bizim verdiğimiz yer verilmez bize her zaman: Eksiktir, fazladır çoğu kez. Ne olursa olsun durur o ‘yer’ler. Kuyrukluyıldız, sağanak, deniz feneridir birileri: Farklı aralarla da olsa yanıp sönerler, an boyu, birer kıvılcım. Kalanlar olur: Rıhtım’dırlar, iki fırtına arası bir tek onlara uğrayabiliriz. Başka kalanlar: Vaha’dırlar, durmadan dokunur, kavurur diye tutmayız. Kadının erkeğe, erkeğin kadına hastalık olduğu örnekler vardır: Kapı kilitlenmiş, anahtar yitmiş, anahtar biricik sayılmıştır. Birinin birine ada, birinin diğerine mahşerde çıplaklık olduğu örnekler sonra.”
“Aşk: Karpuz çekirdeği durumudur.”
“… Ortak yaşanması olanaksız bir korku ile karpuz çekirdeğiyle ortak yaşamayı isteme yürekliliği arasında salınan sırattır.”
Enis Batur’un bu sözlerine ekleyecek başka bir şey bulamıyorum.