Hafızasını kaybeden toplum
Türkiye, doymak bilmez bir iştahla gündem tüketen bir ülke oldu. Her gün manşetlerde yeni bir olay patlıyor ve daha iki gün önce bütün ülkeyi sarsacakmış gibi görünen olaylar unutulup gidiyor.
Sadece ocak ayı içinde yayımlanan gazetelere göz atmak bile insanın başını döndürüyor.
Mehmet Ağar ile Sedat Bucak’ın dokunulmazlıklarının kaldırılmasının Anayasa Mahkemesi tarafından onaylanması, 70 bin liraya ithal edilen Hepatit-B aşısının 2,5 milyona satılması, İsrail’le ortak askeri tatbikat, mesailerin iftar saatlerine göre düzenlenmesi, Meclis inşaatında yolsuzluk, kadınların cenaze namazı kılması tartışmaları, Samsun’da düşen uçak, TEM infazcılarının polis çıkması, infazcılardan birinin Ağar’ın koruması olduğunun anlaşılması, Kutlu Savaş’ın Susurluk Raporu’nun Başbakan’a teslimi ve raporun bir kısmının açıklanması, Refah Partisi’nin kapatılması, Çiller’e Yüce Divan yolunun açılması, Özer Çiller’in yargılanması, grip salgınında altı çocuğun ölümü, Göktepe davasında sanıkların tanıkları tehdit etmesi…
Bunları bu ay içinde yayımlanan Radikal’in birinci sayfasına şöyle bir göz atarak tespit ettim. Aslında gündemin yoğunluğu nedeniyle iç sayfalarda kalan ve en az bunlar kadar önemli bir bu kadar olay daha var.
Toplumsal hafızamız o kadar bombardıman altında kalıyor ki, bir başka normal ülkede meydana gelse aylarca konuşulacak konular unutulup gidiveriyor.
Kalemli Olayı da bunlardan biri.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yeni genel kurul salonunun inşası sırasında yaşanan olayların yol açtığı skandal sanki hiç olmamış gibi.
Kalemli hâlâ milletvekili; maaşını ve yolluklarını alıyor ve büyük bir ihtimalle de gündemin başka konular tarafından işgal edilmesinden memnun ve bahtiyar bir şekilde yaşamını sürdürüyor.
Olay o kadar geri planda kaldı ki, müteahhit şirkete söz konusu ödemelerin devam ediyor olup olmadığı, savcılığın konuya ilişkin olarak soruşturmasının hangi aşamada olduğu, yeni Meclis Başkanı Hikmet Çetin’in bu soygunu durdurup durdurmadığı ile kimse meşgul değil.
Radikal, daha önce Susurluk skandalında olduğu gibi, toplumumuzun hafıza kaybına izin vermeyecek. Bugünkü gazetemizin manşetini bu düşüncelerle hazırladık.
Umarız Radikal’in bir gazete olarak üzerine düşen bu görevi yapması, başka görevlilere;
savcılığa, Meclis Başkanı’na, parti gruplarına da görevlerini bir kez daha hatırlatmanın bir yolu olur: