RADİKAL

İnsanın doğası yoktur, tarihi vardır

Sağlık Bakanı Osman Durmuş, Cumhuriyet tarihimizin en ‘ilginç’ bakanlarından birisi olma yolunda hızla ilerliyor.

Şu kısa politik yaşamında neler yapmadı ki?
Toplanan kanların yurtdışına tahlil için gönderilmesine karşı çıktı, “Yabancılar sırlarımızı keşfedecek” dedi. Depremi takip eden günlerde yabancı yardımına, kana ihtiyacı olan yaralılara yabancı kanı verilmesine, yabancı doktorların Türkleri tedavi etmesine karşı çıktı. Bir hafta önce müsteşar yardımcısı yaptığı bir bürokratı bir hafta sonra görevinden aldı.
En son olarak da bir hastanenin başhekimini makamından kovdu.
Bu arada ‘kadrolaşma’ için kullandığı hep bildiğimiz ‘pratik’ yöntemler de cabası..
Genel eğilim Durmuş’un bu tavrını onun ‘tabiatı’ ile açıklıyor. Yani şu ya da bu sebeple Durmuş ‘böyle yaratılmış’: Kendisine kolay kolay hâkim olamıyor, tepkisini abartılı hareketlerle ortaya koyuyor vs.
Bunun çok kolaycı ve siyasi-tarihsel gerçeklerden uzak bir açıklama olduğunu düşünüyorum.
Gasset, Tarihsel Bunalım ve İnsan’da şunları yazmış:
“İnsanın doğası yoktur, tarihi vardır… İnsanın yapmış olduğu şeylerden başka doğası yoktur.”
Hepimiz yaşadığımız dönemin karşımıza çıkardığı güçlüklerle baş etmek için bir yaşam anlayışı geliştiririz. Gasset buna ‘yaşam imgesi’ diyor. Yaşamımız boyunca kendimiz için geliştirdiğimiz bu ‘imge’yi sınarız. Karşılaştığımız her olayda, bu imgenin sınırları içinde davranırız. Giderek geliştirdiğimiz bu imgenin kişiliğimizin ta kendisi olduğuna inanırız. “Yaşam deneyimlerimiz geleceğimizi daraltır, sınırlar. İlerde ne olacağımızı bilmesek de ne olmayacağımızı biliriz. Geçmişimizi göz önüne alarak yaşarız biz.”
Osman Durmuş’un gençliğinde nasıl bir siyasi hareket içinden geldiğini biliyoruz. O hareketin ‘hızlı’ ve her zaman ‘önde gitmeye çalışan’ bir ferdi olduğunu da..
‘Durmuş’un doğası’ dediğimiz şey onun yaşadığı bu kişisel tarihten başka bir şey değil. Otoriteye ve kaba güce tapan, değiştirmekte ve anlamakta zorlandığı durumlarla karşılaştığında taptığı bu otoriteye ve kaba güce dayanarak varlığını ortaya koymakta tereddüt etmeyen bir hareket. Benzer fikirleri paylaşanlarca ‘ülkücü töre’ diye yüceltilen bir davranış biçimi..
Durmuş’un doğasını belirleyen de bu, TBMM bahçesinde bir milletvekiline saldırmayı mazur gösteren gerekçe de bu… Üzerinden aylar geçmesine rağmen partisinin disiplin kuruluna verilen ‘kavgacı’ milletvekillerini cezalandırmaya hâlâ eli varmayan siyasi önderlik de bu..
MHP’den bir merkez partisi yaratma hayali içinde yaşayanların Durmuş’u iyi izlemelerinde yarar var.