Daha soruşturma sonuçlanmadı ama başta Başbakan olmak üzere herkes Hikmet Uluğbay’ın ağır yaralanması ile sonuçlanan olayın intihar girişimi olduğu şeklinde kesin bir yargıya sahip.
Olayı ilk duyduğumda Ortega Gasset’in sözleri yankılandı kulaklarımda: “Çevremizi sarmış bulunan bir tür bayağılık ortamı, yaşamı hareketsiz kılan saatlerin kantarına vurmaya mı zorluyor insanları? Kendini aşmak için, kendi kendine sadık kalmak için dosdoğru ölüme atılmak gereği duyanlar, ölüm isteğinde hep bir dirilişi mi arıyorlar?”
Bunu hiç bir zaman bilemeyeceğiz…
Bir insanı yaşamından vazgeçmeye yönelten o karar dakikalarının nasıl bir ruhsal fırtına estirdiğini, intihar girişimi başarısız olanlar bile hatırlamakta güçlük çekiyor olmalılar.
Ama olay üzerine verilen beyanatlara bakıyorum da herkesin bu konuda epeyce bir bilgisi var.
Kimi özel yaşamın en dokunulmaz alanlarına girip aile içi sorunlarda karar kılarken, kimisi son borsa vurgununun olayla aslında hiç ilgisi olmayan bir insanı intihara sürükleyebileceğini düşünüyorlar.
Bunların hepsinin Hikmet Uluğbay’a yapılmış büyük bir haksızlık olduğunu düşünüyorum.
Uluğbay, Türk siyasetine tesadüfen ‘düşmüş’ bir avuç iyi niyetli insandan biriydi. Siyasetçi kişiliğinin önüne bürokrat kişiliğini koyabilmiş bir devlet adamıydı. İsminin her türlü spekülasyondan uzak durmasına gayret eden ve yalnızca yaptığı işin gereklerini düşünen bir insanın intihar teşebbüsünün ardında ‘kirli oyunlar’ aramak, başkalarının yaptıkları işten günahsız bir insanı sorumlu tutmak ne kadar ahlaki olabilir?
Uluğbay’ın borsadaki vurgun ile ilgili olarak yapılan yayınlardan bunalıp intihara yöneldiği şeklindeki açıklamaları dinledikten sonra dün konuyla ilgili bütün gazetelerde daha önce yayımlanmış haberleri bir kez daha okudum.
Hiç birinde, Uluğbay ile olay arasında bir ilişki kuran, bırakın doğrudan suçlamayı en küçük bir imada bile bulunan bir cümleye rastlayamadım.
Ne konuyla ilgili görülen kişilerin demeçlerinde ne de haberlerde Uluğbay’ı bunalıma sürükleyecek bir şey var.
Ama nedense başta Başbakan olmak üzere bütün yetkililer intihar girişimi ile borsa vurgunu arasında bir bağlantı kurma eğilimindeler.
Gazetecilikte geçirdiğim 20 yılı aşkın süre, bana, bir soruyla ilgili olarak akla gelen ilk yanıttan her zaman kuşku duymayı öğretti. Şimdi de bu açıklamalardan kuşku duyuyorum. Uluğbay bu konuda bir açıklamada bulunana kadar da bu iddialara itibar etmiyorum.
Dilerim Uluğbay bir an önce sağlığına kavuşur ve gerçeğin ne olduğunu kendisinden öğrenebiliriz.