Radikal’in logosunun ve iç düzeninin değiştirildiği gün 1 Mart 1998’de şunları yazdım: “Radikal’in yenilenme çabalarını bir süreç olarak görmenizi bekliyorum.
Her geçen gün hatalarımızın daha azaldığını izleyeceksiniz. Sizlerden gelecek eleştiri ve önerilerle gelişim programımızın ayaklarının yere daha iyi basacağına inanıyorum… 2000 yılının Radikal’i de zaten böyle bir ortak çaba ve ayakları yere basan ciddi bir programla yaratılabilir… Bunu söylerken de kendimize ama daha çok da yenilikçi tüm fikirlere açık olan Radikal okuyucusuna güveniyoruz.” Ertesi gün; 2 Mart’taki yazımı şöyle bitirdim: “Dünden itibaren bana ulaştırdığınız görüşleriniz bu süreçte en büyük yardımcımız olacak.” 3 Mart’ta da yazım şöyle bitiyordu: “Okuyucularımızdan Nergis Ansen dün mektubunda ‘Radikal karşıtlarından yola çıkarak var oldu ve korkarım ki yine karşıtlarının içinde yok olacak’ diyordu. Bundan hiç korkmuyoruz. Radikal’in ulaştığı yeni sentez ilk bakışta bu izlenimi verse bile sizlerin görüşleri doğrultusunda hep daha iyiye doğru yol alacak. Ayağımızın takıldığı noktalarda arkamızdan iterek bizi yeniden doğru yola sevkedecek kararlı ve akıllı bir okuyucu kitlesine sahip olduğumuzu biliyoruz. Ve yaptığımız işte en büyük cesareti de sadece ama sadece bundan alıyoruz.” Bugün Radikal’in yeni aldığı biçim işte sizlere sözünü ettiğim bu değişim sürecinin bir sonucu.
Dünyada başka örneği var mı bilmiyorum ama Türkiye’de ilk kez bir gazete okuyucusunun isteği ile yeniden yaratılıyor.
Gazete yönetimlerine egemen olan genel eğilim “ben yaparım, onlar da beğenirlerse okurlar” şeklinde özetlenebilir.
Radikal şimdi bu genel anlayışı kırıyor, “geleneksel ve alışılmış olandan belirgin biçimde ayrılıyor”.
Artık Radikal okuyucuları göğüslerini gere gere “Bu gazete benim. Ben istedim ve Radikal’i ben değiştirdim” deme hakkına sahip.
Bugünden itibaren Radikal’i dikkatle inceleyecek olursanız değişikliklerin yalnızca “şekil”le ilgili olmadığını, içeriğin de önemli ölçüde okuyucu istekleri doğrultusunda değiştiğini görebileceksiniz.
Taa başından beri altını dikkatle çizmeye çalıştığım bir şey var: Amacımız Radikal’i yeni kuşağın büyük gazetesi yapmak. 2000’lerin gelişen ileri Türkiyesinde de etkin ve çok okunan bir gazete olmayı hedefliyoruz.
Bu hiç bitmeyecek bir gelişim süreci içinde olmamızı gerektiriyor. Bu süreçte sizlere bir gazete okuyucusu olmaktan çok daha fazla görevler düşüyor. Daha önce olduğu gibi bundan sonra da bu görevinizi hakkıyla yapacağınızı, bizi eleştiri ve önerilerinizle daha gayretli olmaya sevkedeceğinizi biliyoruz.
Radikal bugün sadece adı ve yayın politikasıyla değil okuyucularıyla da “Radikal” olduğunu dost düşman herkese bir kez daha gösteriyor.