İçişleri Bakanı Saadettin Tantan “Ha Hakkâri, ha Bodrum.. Hiç fark etmez. Müzik gece saat 24’ten sonra kesilecek.” demiş.
Saadettin Bey’in bakanlık yaptığı ülkede bir yıllık döviz gelirinin yaklaşık yüzde otuzu turizmden sağlanıyor. Bu açıdan Bakan’ın Hakkâri ile Bodrum arasında hiç bir fark göremiyor olması ilginç!
Öte yandan Tantan aynı konuşmasının bir yerinde de “Siz hiç Avrupa’da 24 saat kesintisiz müzik yapan eğlence yerleri gördünüz mü?” diye soruyor ki böylece bize de yeni sorular sorma fırsatı veriyor: Turizm alanında Avrupa’daki en büyük rakiplerimiz Yunanistan’da, İspanya’da, İtalya’da gece saat 24’ten sonra hangi eğlence yerinde müzik kesiliyor?
Sonra da Saadettin Bey’in sorusunu kendi adıma yanıtlıyorum: Evet, gece 24.00’ten sonra müziğin temposunu hiç düşürmeden sabah güneş doğana kadar açık olan eğlence yerlerini bu saydığım ülkelerin tümünde gördüm. Örneğin, Barselona’da kentin merkezi sayılabilecek bir bölgede (yeni yat limanında) bu eğlence yerlerini gezerek güneşin doğmasını bekledim ve sabah fırından yeni çıkmış ‘kuros’la kahvaltı da ettim. Atina’da şehrin merkezindeki diskotek ve barlardan çıktığımda da güneş doğuyordu ve üstelik mevsim daha kıştı. İtalya’da lokantalar dışındaki eğlence yerlerinde gece saat 24.00’te müziğin kapatıldığına hiç tanık olmadım. Son müşteri de eğlence yerini terk edene kadar müziğin sesinin hiç kısılmadığını bizzat gördüm.
Bodrum ile Hakkâri arasında bir fark göremeyen Saadettin Bey’in kendisine şu soruyu da sorması lazım: Bu turist denen yaratıklar geri zekâlı mı ki neden illa Bodrum, Marmaris, Antalya, Kuşadası, Çeşme, İstanbul gibi yerlere gidiyorlar da oralardan her bakımdan daha ucuz olan Hakkâri, Siirt, Şırnak gibi yerlere gitmiyorlar?
Turistlerin (yerli ya da yabancı fark etmez) bu saydığım kentlere gelmelerinin bir tek nedeni yok. Örneğin sadece denize girip güneşlenmeye gelmiyorlar. Sadece tarihi yerleri, müzeleri, ören yerlerini görmeye de gelmiyorlar. Buraya gelişlerindeki tek amaç halı, gümüş vs. alıp evlerine götürmek de değil.
Turist esas olarak dinlenmek, tatil yapmak için geliyor. Günlük hayatının rutininden sıyrılıp, normal zamanda yaşamadığı gibi yaşamak için geliyor. Denize giriyor, güneşleniyor, ören yerlerini geziyor, alışveriş yapıyor ve gecenin sonunda da eğlenmek istiyor. Hava karardıktan sonra yemeğini yiyip otel odasında uyumak istemiyor. Müzik dinlemek istiyor, dans etmek istiyor, içki içmek istiyor, yeni insanlarla tanışmak, hızlı aşklar yaşamak istiyor. Eğer siz turist çekmek, turizmden kazandığı parayı arttırmak isteyen bir ülkeyseniz bu
isteklerin hepsine yanıt vermek, turisti memnun etmek zorundasınız. Turiste ‘yemeğini ye, git otelinde yat’ derseniz iki üç sene sonra yemek ısmarlayacak tek bir turist bile bulamayacağınızı bilmek zorundasınız.
Açık eğlence yerlerinden etrafa yayılan müziğin çevrede eğlenmek istemeyen öteki insanları rahatsız etmesini önlemenin yolu bütün bir sektörü mahva sürükleyecek hatalı kararlarda ısrar etmek değildir.
Bakanlığın görevi bu tür eğlence yerlerinden çevreyi rahatsız etmelerini önleyecek tedbirleri almalarını istemek, bu tedbirlerin neler olduğunu tespit edip onların uygulanmasını denetlemektir. Bunu beceremeyince gece bekçisi edasıyla ortaya çıkıp ‘yassah hemşerim’ demek işini yapmak değildir.