Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

Yeni Mercümek'lere dikkat!

 NATO’nun askeri operasyonunun hava harekâtıyla sınırlı kalmasının nelere mal olduğu her geçen gün biraz daha ortaya çıkıyor.

Kosova’da yaşayan 2 milyona yakın Arnavut’un şu anda 350 bini evlerinden, yurtlarından uzaklaştırılmış bulunuyor. Birleşmiş Milletler yetkilileri yoldakiler ve onlara yeni katılacaklarla birlikte bu sayının bir milyonu aşacağını tahmin ediyorlar.
Kosova ile sınırdaş olan Makedonya ve Arnavutluk bu çapta bir nüfus akımını karşılayabilme imkânına sahip değiller. Bulgaristan ise sadece Bulgar kökenli olanlara göç izni verebiliyor.
Bu ülkeleri bu nedenle suçlamak da doğru olmaz. Kendi nüfuslarının neredeyse yarısı kadar bir nüfusu göçmen olarak kabul etmek bırakın Makedonya ve Arnavutluk gibi fakir ülkeleri, gelişmiş ülkeler için bile büyük sorun yaratacaktır.
Aralarında Türkiye’nin de olduğu Batılı ülkelerin kabul edebileceği göçmen sayısı da bu dev göç içinde devede kulak kalmaya mahkûm.
Geriye bir tek seçenek kalıyor: Bu insanların göç etmelerine yol açan askeri ve politik şartları ortadan kaldırmak.
Hava harekâtının şiddeti ne olursa olsun bu amaca ulaşmakta yetersiz kaldığı artık herkes tarafından kabul ediliyor. İki kişi hariç: Bill Clinton ve Tony Blair kendi ülkelerindeki baskıya rağmen kara harekâtına direnmeye devam ediyorlar.
Ancak ABD’nin Apaçi helikopterlerinden oluşan yeni bir birliği bölgeye sevk etme kararı, savaşın yere inme eğilimi içinde olduğunun ipuçlarını da veriyor.
Kosova’daki Sırp birliklerine karşı kullanılacağı tahmin edilen bu helikopter birliğinin başarısı Clinton’ın ve Blair’in direnişini kırabilir.
Kosova’dan ve NATO kaynaklarından gelen haberler dikkatle okunduğunda harekâtın Kosova’da güvenli bir bölge oluşturma amacına her an yönelebileceği anlaşılıyor.
Sırp birliklerinden arındırılmış bir bölgede göçmenleri barındırmak öte yandan da Miloşeviç’i barışa zorlamak şeklindeki görüşün taraftarları her geçen gün artıyor.
Göçmenlerin içinde bulundukları acıklı durumun Batı medyasındaki yansımaları arttıkça bu görüşte olanların sayısı da artacak. Clinton ve Blair’in ağırdan almalarının bir sebebi belki de bu.
Yola Sırbistan’ın toprak bütünlüğünü koruma gerekçesiyle çıkan Miloşeviç için zor günler başlıyor. Artık Kosova’nın Sırbistan’ın bir parçası olarak kalma ihtimali de giderek azalıyor. En azından parçalanmış bir Kosova’nın sinyallerini görmemek için insanın ya Miloşeviç gibi acımasız bir faşist ya da kör olması gerek.
Öte yandan Türk kamuoyunun Kosova’ya karşı hassasiyeti de giderek artıyor. Sivil kuruluşların başlattığı yardım kampanyaları halkta büyük ilgi görüyor. Bosna’ya yardım için toplanan milyonlarca doların Mercümek’ler tarafından nasıl çarçur edildiği, yardımın önemli bölümünün yerine ulaştırılamadığı da hafızalarımızda tazeliğini koruyor.
Böyle bir ayıbın yeniden yaşanmaması için yardım toplayan her kuruluşa ciddi sorumluluklar düşüyor. Galiba en iyisi yardım kampanyalarının hükümetin ciddi bir denetimine ve koordinasyonuna alınması olacak.