BEŞ bin öğrencinin eğitim gördüğü Yozgat Bozok Üniversitesi’nde, sadece 4 profesör ve 4 doçent olduğunu öğrenen Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in “yüzüm kızardı” dediğini, Saygı Öztürk’ün haberinden öğrendim.
Lise açarmış gibi üniversite açmak, bizim popülist siyaset yaşamımızın olmazsa olmaz parçalarından biridir.
Her milletvekili, kendi seçim bölgesinde bir üniversite açılması için çabalar.
Hiçbiri o üniversitenin, gerçek bir üniversite olup olmayacağını düşünmez.
Bu üniversitenin hocası nereden bulunacak, öğrenciler nerede yatıp kalkacaklar, kimse düşünmek bile istemez.
Sonunda Cemil Çiçek gibi yüzü kızaranı da azdır.
Aslında, haberi okurken şunu merak ettim: Acaba bu üniversitenin kuruluşu için kanun çıkartılırken Cemil Bey de parmak kaldıran milletvekilleri arasında mıydı? O zaman bu soruları kendine sordu mu?
Öte yandan şöyle bir gerçeğin altını da çizmeliyim ki “İlle de üniversite isterim” diye tutturan milletvekillerine de tümüyle haksızlık etmiş olmayayım.
12 Eylül icadı YÖK sayesinde, üniversitelerimiz, üniversal eğitim vermekten o kadar uzaklaştı ki geleneği olan az sayıdaki üniversite dışında kalanlar sonunda birer “yüksek liseye” dönüştü.
“Yüksek lisenin”, üniversite muamelesi gördüğü bir ülkede de elbette ne profesöre gerek var, ne doçente!
| ATATÜRK’ÜN KANUNA İHTİYACI YOK | 
TELEVİZYON programında Atatürk’ten hoşlanmadığını ama Humeyni’yi sevdiğini söyleyen türbanlı genç kadın hakkında Atatürk’e hakaret ettiği için soruşturma açıldı.
Soruşturma, 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanun’a göre açılmış.
Günümüz dünyasında bir ulusal kahramanı korumak için bir kanuna ihtiyaç duyulması, kolay anlaşılabilir bir durum değil.
Demokratik bir toplumda bu konu da “fikir özgürlüğü” kapsamında değerlendirilmelidir.
Ayrıca Mustafa Kemal Atatürk’ü, bu halkın kalbinde özel bir yere koyan şey, onun tarihin zor bir dönemecinde ortaya çıkarak yaptıklarıdır ve bu özel yeri muhafaza etmek için bir “koruma kanunu” gerekmez.
Çünkü Atatürk, ne hakkında birisi kötü bir söz söyledi diye küçülür, ne de değerini korumak için bir özel kanuna ihtiyaç duyar.
Öte yandan Atatürk hakkında bu sözü söyleyen genç kadına bakarak şunu söylemek de mümkün: Bunun Atatürk’ü sevmiyor olması daha iyi!
Zaten bunların ataları da Atatürk’ü pek sevmezlerdi.
Halife’nin verdiği idam fermanını, Kurtuluş Savaşı sürerken “Din elden gidiyor” denilerek çıkartılan isyanları unutmayın.
İngilizleri sevme ve “Keşke İngiliz mandası olsaydı” demesinin nedeni de bu olsa gerek.
Ne de olsa, kan çekiyor!
| ERKEK ÖĞRENCİLERİN ’KADIN HAKLARI’ ANLAYIŞI | 
SİYASAL İslamcı gazetelerden birinde dün bir fotoğraf vardı.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde, Anayasa Mahkemesi’nin kararını protesto etmek isteyen erkek öğrenciler, başlarına birer beyaz örtü geçirip yürüyüş yapmışlar.
Erkek öğrencilerin, kız arkadaşlarının haklarını aramak için gösterdikleri bu hassasiyet hoşuma gitti!
Bunun üzerine oturdum ve internette bir araştırma yaptım.
Baktım ki bu çevrenin aklına “kadın hakları” denilince sadece “türban konusu” geliyor.
Kadınların eşit işe, eşit ücret talepleri, toplumsal yaşam içinde ikinci sınıf varlıklar olmaya isyanları, siyasette eşit katılım fırsatı arayışları için kıllarını bile kıpırdatmamışlar.
Tecavüze uğrayan, aile içinde şiddete maruz kalan, küçük yaşta evlenmeye zorlanan, eğitim haklarından yoksun bırakılan kızlar için de bir eylem yapılmadığını gördüm.
Belli ki, “kadın hakları” denilince bunların anladığı “türbanla okula gitme hakkı” ile sınırlı.
Öyle bir “hak” ki, kadının toplumsal yaşam içinde ikinci sınıf olduğunu herkesin gözünün içine sokuyor ve sokağa çıkabilme hakkını bile sadece böyle örtünmüş olma şartıyla kabul ediyor!
| O VAKIF MAHKEMELİK | 
ANAYASA Mahkemesi önünde provokatif bir gösteri yapan İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı ile ilgili sorduğum soruya Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı’dan bir yanıt geldi.
Söz konusu vakıf hakkında 27 Aralık 2006 tarihinde “azil ve dağıtılma” davası açılmış. 5 Şubat 2007 tarihinde de vakıf yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunularak bir ceza davası açılması sağlanmış.
Okuyucularımın bilgisine sunuyorum.
