Dünyanın en büyük pembe dizi platosu olan Türkiye’den uzak kalmak, dün de dediğim gibi, aslında insana pek bir şey kaybettirmiyor.
Arada bir saman alevi gibi parlayıp sönen ‘arızi’ olayları da Hürriyet’in Avrupa baskısından takip etmek mümkün.
Tatildeyken Sibel Can-Hakan Ural evliliğinin çatırtılarını bu sayede duyabildim. Gerçi bulunduğumuz yer Hürriyet’in Avrupa baskısına göre ‘taşra’ sayıldığı için bir gün gecikmeli
takip edebildim ama olsun. Tarafların göz yaşartıcı röportajlarını, sadakatsizlik acısının kalplerde açtığı yaraları ve kayınpederin ilginç görüşlerini kaçırmadım.
Sibel Can ile Hakan Ural’ın boşanma öykülerinde bence en önemli kilometre taşı damadın babası Selçuk Ural’ın demeciydi.
Selçuk Ural’ın konuşmasında ‘erkek çocuk babası’ndan çok bir ‘kız çocuk babası’ havası vardı. Örneğin oğlunun bu evlilikten tek kuruş almadan ayrılacağını söylemesi, toplumumuzdaki kadın-erkek ilişkilerinin genel yönüne aykırı bir akımın da geliştiğini gösteriyor. Kadın hakları savunucuları bununla ne kadar övünseler azdır.
Üstelik işin bu yönü ile ilgili olarak söylenenleri okuyunca bir evlilikten çok bir ‘şirket’ ile karşı karşıya olduğumuzu düşündüm. Büyük hissedarı Sibel Can olan ve küçük ortaklar Uralların da katıldığı bir şirket. Küçük ortak o kadar kızmıştı ki hisselerini ‘bedelsiz’ olarak devretmeye bile hazırdı!
Gerçi işin bu yönü tersinden de olsa birçok evlilik için geçerli ama olsun. Yenilik, yeniliktir.
Selçuk Ural’ın röportajı, son yıllarda hayatımızın en önemli parçası haline gelen cep telefonlarının, düşündüğümden de çok rolleri olduğunu ortaya koydu. Benim basit bir iletişim aracı olarak gördüğüm cep telefonu meğerse nelere muktedirmiş.
Kayınpeder Ural konuşmasında Sibel Can’ın sadakatsizliğinin nasıl anlaşıldığına ilişkin olarak ‘kapalı cep telefonu’ karinesine başvuruyor. Diyor ki “10 tane cep telefonu var, hiç olmazsa birini açık bırak. Ama o ne yapıyor, ısrarlara rağmen tümünü kapatıyor. Peki telefon kapalıyken ne yapıyor, nerede? Bizim bunu bilmeye hakkımız yok mu?”
Böylece cep telefonlarının bilinen fonksiyonlarına bir yenisini de eklemiş bulunuyoruz. Bundan sonra Turkcell ile Telsim ana santrallarına koydukları ses bantlarını şu şekilde düzenlemeli: “Aradığınız numara kapalı ya da kapsama alanı dışındadır. Ama belirtmek isteriz ki telefon kapalı olduğuna göre eşinizin sizi aldatıyor olması ihtimali de vardır. Daha sonra aramayı tekrar deneyin ama siz yine de eşiniz eve geldiğinde giysilerini kontrol edin, yabancı kokuları tespit edin.”
Eğer Ural’ın iddiası mahkemelerde sadakatsizliğin ispat yollarından birisi olarak kabul edilecek olursa, bundan sonra hiçbir yerde telefonunuzu kapamayın. Konserde, sinemada, toplantıda, otomobilde… Nasıl, oralarda zaten kapatmaya gerek görmüyor musunuz?