Nesim Malki cinayetinin azmettiricisi ile faillerinin bulunması ve buna bağlı olarak sürdürülen kara para operasyonu ‘Temiz Türkiye’ yolunda atılan çok önemli bir adımdır.
Milli Güvenlik Kurulu’nun çetelerin açığa çıkarılması yolundaki çalışmaların sürdürülmesi için aldığı kararın güvenlik güçlerini yüreklendirdiği açıkça görülüyor.
Hep tekrarlıyorum: Türkiye’yi ele geçirmeye çalışan siyasetçi-mafya-işadamı eksenli çetelerle mücadelede en önemli şey, bu mücadelenin arkasında duracak ciddi bir siyasi otoritenin varlığıdır.
Arkasında böyle ciddi bir siyasi güç gören ‘eli temiz’ güvenlik güçleri neler yapabileceklerini ortaya koyuyor.
‘Temiz Türkiye’ idealine inanmış herkesin bu konuda hükümetin ve güvenlik güçlerinin yanında yer almaları, desteklerini açıkça ortaya koymaları gerekiyor.
Önceki akşam Başbakan’ın açıkladığı olaylar dizisinde ortaya çıkan bir ismi hepimiz yakından tanıyoruz: Mehmet Ağar.
Ağar dün büyük bir pişkinlikle Evcil’in özel uçağını kullandığını, başka siyasetçilerin de bunu yapmakta sakınca görmediklerini söylüyor.
Nesim Malki öldürüldüğünde Mehmet Ağar seçime girmek için Emniyet Genel Müdürlüğü’nden istifa edeli sadece 28 gün olmuştu. Bunun yanı sıra daha önce Emniyet teşkilatı içinde bulunduğu görevler nedeniyle, Erol Evcil’in ne tür bir ‘işadamı’ olduğunu, Alaattin Çakıcı ile ilişkilerinin boyutlarını, Beyrut-İstanbul-İsviçre üçgeninde dönen kara para trafiğinin kapsamını ve oyuncularının kimler olduğunu bilebilecek durumdaydı. Olay sonrasında bazı polislerin neden Bursa Emniyeti’ndeki görevlerinden ayrılıp Evcil’in yanında işe girmiş olabileceklerini bir an için olsun düşünmüş olmalıydı.
Onun gibi tecrübeli bir polisin, böyle bir cinayetin ardından, nereye bakması gerektiğini bildiğini varsaymalıyız.
Sadece onun değil, o dönemde Bursa ve İstanbul’da üst düzeyde görevler yapan emniyet ve mülki idare amirlerinin de bu bilgilere sahip olduklarını varsaymak zorundayız.
Hatta cinayetten sonra ifadeleri polis tarafından alınan bazı işadamlarının bugün ortaya çıkan gerçeklere dikkat çeken bilgiler verdiklerini de biliyoruz.
Ama ne olduysa bütün bunlara rağmen Malki cinayetinin çözülmesi için Alaattin Çakıcı’nın yakalanmasını ve bazı kasetlerin ortaya çıkmasını beklemek zorunda kaldık.
Bu durum, bazı kişilerin Bursa’da sürdürülen soruşturmayı engelledikleri, soruşturmayı kasten yanlış yönlendirdikleri iddialarını güçlendiriyor.
Bu kişiler siyasi olarak güçlü ve ‘dokunulamaz’ kişiler olabilecekleri gibi, emniyet teşkilatının çeşitli düzeyinde yönetici konuma gelmiş kişiler de olabilirler.
Soruşturmanın bu yönde de derinleştirilmesi gerekiyor. Kamuoyu gerçeklerin daha erken ortaya çıkarılmasını kimlerin engellediğini bilmek istiyor. Topyekûn bir ‘temizlik’ ancak böyle gerçekleştirilebilir.
