RADİKAL

Sansürcünüz işbaşında

Dünyanın en önemli insanları sansürcülerdir.

Bunlar esas olarak insanların ne okuması ve ne seyretmesi gerektiğine, hangi fotoğraflara bakıp bakamayacağına karar verir. O kadar zekidirler ki neyin zararlı, neyin yararlı olacağını bir bakışta anlarlar.

Bir virgülün altındaki gizli manayı en önce onlar kavrarlar. Bir fotoğraftaki bir bakışın, bir televizyon programındaki bir küçük tebessümün ve el hareketinin devlet ve millet üzerindeki yıkıcı etkilerini turnusol kâğıdı gibi açığa çıkarırlar.

Şimdi size bir fıkra anlatayım: Adamın biri bir psikoloğa gitmiş. Psikolog, önündeki kâğıda çeşitli şekiller çizip, adamdan bunları yorumlamasını istemiş. Önce bir çarpı çizmiş kâğıda. Adam, “Bu bir dört yol ağzı” demiş, “şurada bir çalılığın ardında bir adamla bir kadın…” Psikolog bu kez bir kare çizmiş. Adam, “bu bir yatak” demiş, “üzerinde bir adamla bir kadın…” Psikolog bir üçgen çizmiş bu kez. Adam, “Bu bir çadır,” demiş, “içinde bir erkekle bir kadın…” Psikolog sormuş: “Siz başka bir şey düşünmez misiniz?” Adam sinirlenmiş: “Ne yani bütün bunları ben mi çiziyorum, sen mi çiziyorsun?”

İşte ben sansürcüleri bu fıkradaki adama benzetiyorum. Başkalarının çizdiği, yazdığı, çektiği şeylerin altında neler döndüğünü en iyi onlar anlar ve insanın notunu veriverirler.

Bizde bu sansürcüler RTÜK sayesinde bir de yasal çerçeve kazandılar ve varlıklarını sık sık hatırlatmak için de her gün bir ekranı karartıp, milleti, devleti kötülüklerden koruyor.

RTÜK’ün son marifeti dün Anadolu Ajansı’nın bülteni ile tüm dünyaya duyuruldu. Kurul, televizyonları, memur ve öğrenci eylemlerini yayımlayarak yasaları çiğnedikleri için uyardı.

RTÜK’e göre, bu tür gösterilerle ilgili haberlerin içinde ertesi gün de eylemlerin devam edeceğinin açıklanması “kamu hizmeti anlayışına aykırılık oluşturmaktay”mış.

Yıllar önce RTÜK kanunu yasalaşırken çok yazılıp çizildi. Sınırları açıkça tanımlanmamış yetkilerin sansürcülerin elinde ileride kötüye kullanılabileceği söylendi. Siyasal iktidarların kendilerine açıkça bağlı bu kuruluşu kullanarak demokratik haberleşme hakkını engellemek için girişimlerde bulunabilecekleri konusunda uyarılar yapıldı.

Bugün geldiğimiz nokta da işte budur. RTÜK dünyanın her demokratik ülkesinde ‘haber’ olan şeylerin yayımlanmasını sakıncalı bulmaktadır. Anayasa ile teminat altına alınmış vatandaşların özgürce haber alma haklarını kısıtlama cüretini göstermektedir.

RTÜK’ün bildirisinde, bu haberlerin televizyonların birinci sırasında yer almasının halkta “tedirginlik ve merak yarattığı” da vurgulanıyor. Kurul, sansürcülüğü yetersiz bulmuş olacak ki, bir de yayın yönetmenliğine soyunuyor.

Yakında televizyon haberlerinde hangi haberin hangi sırada yayımlanması gerektiğini de dikte etmeye başlarlarsa hiç şaşırmayacağım.

Türkiye çağdaş ve demokratik bir ülke olacaksa bu RTÜK rezaletine bir an önce son vermek zorundayız.