MİLLİYET

Çocuklarımız yeterince büyümüş olabilir!

 İnsanın ergenlik çağında bir çocuğu olunca algısı da kaçınılmaz olarak ona yönelik oluyor.

Karşılaştığım her olayın, her durumun onun yaşamını nasıl etkileyeceğini düşünüyorum önce.. Eminim, benim durumumdaki tüm anne babalar için geçerli bir durum bu..
Geçenlerde İzmir’de üniversite öğrencilerinin karşısında oturmuş, gelen soruları yanıtlamaya çalışırken, gözlerimle bir yandan da salonu tarar ve Yasemin’inkine benzeyen yüzler ararken yakaladım kendimi..
Orada karşımda oturan çocuklardan bir bölümü Yasemin’den en fazla iki – üç yaş büyüktüler..
İçlerinde onun gibi mimar olmak isteyenler de vardı, gazeteci olmak isteyenler de.. Doktor olmak isterken kendisini “fen-edebiyat” okurken bulanlar da..
Karşılarında oturan, hepsi orta yaşı geçmiş insanlara bakarken içlerinden neler düşündüklerini bilmeyi o kadar çok isterdim ki..
Öğrencilerle sohbetin bir yerinde Osman Ulagay dayanamadı ve şöyle söyledi: “Biraz tuhaf bir durumla karşı karşıyayız.. Biz burada ihtiyarlar olarak değişimi savunurken, siz buna karşı çıkıyorsunuz. Aslında tam tersi olması gerekmez miydi?”
Evet, kuşku yok ki öyle olması gerekirdi..
Aman bize benzesin!
Değişimden korkması gerekenler bizlerdik, tüm dünyaya meydan okuması gerekenler karşımızda oturuyorlardı..
O sırada konuşma sırasının bende olmamasından da yararlanarak bunu düşündüm.
Acaba böyle bir sonuçla karşılaşıyor olmamızın nedeni, onlara kendileri gibi olma fırsatını hiç vermemiş olmamız mıydı?
Bütün anne babalar olarak onları hep kendimize benzetmeye çalıştık.. Sanki bizler çok matah bir şeymişiz gibi onlardan hep bunu bekledik.
Buna isyan edip inatla karşı çıktıklarında da küçümsedik: Ergenlik bunalımı, geçer!
Onlara çok fedakârlıklarla belki çok şeyler vermeye çalıştık ama bunu hep karşılığında bizim gibi olmalarını bekleyerek yaptık diye düşündüm.
16. yaş…
İngiliz The Guardian gazetesinin kuşekâğıdına basılan eki Weekend, 3 Aralık’ta 16. yılını doldurdu.
The Guardian’ın editörleri bu vesileyle ilginç bir yıldönümü eki hazırlamışlar. İçinde sözü edilen konuların tümü 16 yaş ile ilgili.. O yaşlardaki kızlar ve oğlanlar ne düşünürler, ne yaparlar, neleri başarabilirler..
Dergide yazısı yayımlanan herkesin bir de 16 yaşındayken çekilmiş fotoğrafı var. O küçük fotoğraflara bakıp günün birinde dünyanın önemli gazetelerinden birinin editörü ya da yazarı olabileceğini asla tahmin edemeyeceğiniz yüzler..
Bir de özel bölümü var derginin.. 16 yaşındayken önemli başarılara imza atmış ünlülerden bir geçit bu..
Martina Hingis’ten, Trevor Francis’e, Muhammed Ali Clay’den, Lulu’ya, Naomi Campbell’dan, Sir Chiris Bonington’a ve Rod Stewart’a yayılan bir yelpaze. Fatih Sultan Mehmet’i unutmuşlar diye düşündüm.
Öykülerini okurken kimsenin “sen daha küçüksün” demediği, yapmak istedikleri şeyler için heveslerini kırmadığı çocuklar..
Nasıl tadı çıkarılır?
Yazılardan birinde de 16 yaşın tadının nasıl çıkarılacağı anlatılıyor ve şu öneriliyordu: Büyükanne ve büyükbabanıza 16 yaşındayken neleri kaçırdıklarını, şimdi neleri özlediklerini sorun ve onu yapın!
Bir de şu vardı: 16 yaşındaki kızlar Büyük Katerina kadar duygusal ve politik olgunluğa erişmiş olabilirler!
İzmir’deki deneyimimden sonra şimdi daha iyi anlıyorum ki biz ebeveynler bu gerçeği ihmal ediyoruz. Kim bilir, belki de giderek yaşımızın ilerlediğini ve artık asla o yaşlarda olamayacağımızı kabul etmekte zorlandığımızdandır bu…