Ararım seni her yerde
Rıdvan Dilmen, sezon açıldığından beri her hazırlık maçından sonra “Siz bizi asıl Real Madrid maçından sonra görün” diyordu. Dün bu iddianın sonucunu yerinde tespit etmek için Kadıköy’deydim.
Yorumumu merak ediyorsanız, hemen söyleyeyim: Hiçbir şey görmem mümkün olmadı.
Hani münafıklık yapmadan söyleyeyim; Rıdvan Dilmen’in görmemizi istediği Fenerbahçe herhalde dün sahada olan takım değildi.
Sanıyorum, bunun için Van maçına kadar beklememiz gerekecek. Bu arada malum şarkıyı söylemeye de devam edeceğiz: “Ararım seni her yerde, ıssız gecelerde Fenerbahçem nerde?”
Artık hazırlık dönemi bitmiş olmalı. Pazar günü ligin ilk maçını oynayacak bir takımın sahada en azından “Takım” görüntüsü vermesi gerekirdi. Fenerbahçe henüz bunu başaramamış durumda. Hazırlık maçlarının elbette kendine özgü rahat bir havası var. Oyuncuların bu tür maçlarda ciddi bir konsantrasyon problemi yaşamaları da normal. Normal olmayan şey; böyle rahat bir oyunda bile takımın kendi oyun planını cesaretle uygulayamaması. Bu durum Fenerbahçe’nin bir oyun planının olmamasından mı kaynaklanıyor, yoksa oyuncuların laubaliliğinden mi?
Cevap verilmesi gereken soru bu?
Ve üzülerek söylüyorum ki her iki yanıt da bu sorunun doğru cevabını oluşturuyor.
Fenerbahçe’nin oyun planı da yok, oyuncuların ciddiyeti de…
Rıdvan Dilmen öncelikle bu sorunu çözmek zorunda. Dün bir kez daha ortaya çıktı ki, bu takımdan bir yabancı oyuncunun gönderilmesi gerekiyorsa bu Preko’dan başkası olamaz. Ortada bu gerçek olanca çıplaklığıyla dururken Dimas’la Moldovan’ın gönderilmesi tartışılıyorsa bu işte bir gariplik var demektir; Ya kötü niyet ya da cehalet.
Dün Fenerbahçe tarihinde ilk kez Real Madrid ile oynadı. İddialı konuşmak olacak belki ama Avrupa’nın en büyük iki takımı maç yapıyor ve buna rağmen tribünler boş kalıyorsa, bunun sebebini de bir düşünmek gerekir.
Yoksa bu Fenerbahçe seyircisinin bu sezonki Fenerbahçe’ye gösterdiği bir güvensizlik oyu mu?