Fenerbahçe sezonu açalı yaklaşık bir ay oldu. Birçok hazırlık maçı oynandı, ligde bir maç oynandı, UEFA Kupası ön eleme maçı oynandı.

Bütün bu sürecin sonunda söyleyebileceğimiz tek bir şey var: Teknik Direktör Joachim Löw hala kadro arayışına devam ediyor. Dün de, Çanakkale Dardanelspor maçında yedek soyunan Kemalettin bu kez Murat Yakın ile birlikte sahadaydı. Sol kanat Mustafa Doğan ile Baliç’e, sağ kanat Tayfun ile Moshoeu’ye bırakılmıştı. Ama ilk yarı boyunca Moshoeu ve Baliç orta alana doğru fazla çekilince, Fenerbahçe bütün bir ilk yarı boyunca hiç kanat akını yapamadı.

İkinci yarıda Baliç ve Moshoeu yer değiştirdi ve Fenerbahçe biraz daha hareketli bir görüntü çizdi. Moldovan’ın ilerde tek başına kalması Fenerbahçe’nin eksikliğiydi. Moldovan kendisine gelen bütün hava toplarını uzun boylu Göteborg defansı arasında rahatlıkla indirdi ama geriden yanına gelen kimse olmayınca çabaları boşa gitti.

Fenerbahçe’nin dünkü oyun düzeninin temel ilkesi (Top bende kalsın) şeklinde özetlenebilir. Bunda da, kısa tek paslarla oynayarak başarılı oldu. Bu düzen Fenerbahçe’nin Göteborg’dan rahatlıkla bir beraberlik almasına yeterdi. Ama iki defans hatası iki golle sonuçlandı.

Ullevi Stadı’nı dolduran binlerce Fenerbahçe taraftarı, bu takımın neden büyük olduğunun da kanıtıydı. Dilerim Löw de bunu çok geçmeden görür. Çünkü kim ne derse desin, Fenerbahçe’nin kadrosu bu turu geçmeye yetecek yetenekte oyunculardan oluşuyor. Yeter ki doğru adamlar doğru yerlerde oynayabilsinler. Maçın hakemi karşılaşma boyunca son derece rahat ve başarılı bir yönetim gösterdi. Ancak ikinci yarıda, benim tribünden görebildiğim kadarıyla Moldovan’a yapılan hareketi penaltıyla cezalandırılmalıydı.