Fenerbahçe, dün Şampiyonlar Ligi’ne veda etti. Bundan sonra, şansını UEFA Kupası’nda deneyecek. Dünkü oyunu seyrettikten sonra, şunu söyleyebilirim ki, UEFA Kupası’nda seyredeceğimiz sadece iki tane maç olmayacak.

Fenerbahçe, UEFA Kupası’nda daha ileri turlara geçebilecek kapasitede olduğunu gösterdi. Sadece UEFA Kupası’nda değil, Türkiye Ligi maçlarında da taraftarını mutlu edeceğini düşünüyorum. Dünkü maçın ilk 25 dakikasında bunaltıcı baskı devam edebilseydi, ya da o 25 dakikada bir gol gelebilseydi, çok daha farklı bir tablo ile karşılaşabilecektik.

Maç başlarken, Johnson’u yedek kulübesinde görünce Werner Lorant’ın yine bir tuhaflık yaptığını düşündüm. Ancak oyunun genel gidişinde, Johnson’un yokluğunu çok fazla hissetmedik. Fenerbahçe’nin sahada olduğu halde, onbir kişi içinde olmayan sadece iki oyuncusu vardı. Birisi Revivo, ötekisi Washington. Lorant, Revivo yerine Rapajc’i oyuna alabilseydi, Washington’un kötü oyununu da bence farketmeyecektik. Çünkü, Washington’a istediği topları kanatlardan getirmek mümkün olabilecekti ve ortaya farklı bir oyun çıkacaktı. Fenerbahçe’de Ortega’nın nasıl bir oyuncu olduğunu anlatmaya gerek yok. Taşıdığı toplarla, attığı paslar ve şutlarla, Fenerbahçe’nin en yararlı oyuncularından biri olduğunu gösterdi. Bir de Serhat… Kanatta oynatılmaya giderek alışıyor ve çok mücadele ediyor ama yeri orası değil, ileri ikilinin arasında olmalı.

Son bir şey de, taraftar için söylemek istiyorum. Maçın birinci yarısında takımını desteklediler ama, ikinci yarının başındaki şok golle, onlar da maçı bıraktı. Şunu da söylemek gerek; yeni yapılan tribünlerde ikinci katlara havai fişekleri ve maytapları kim dağıttıysa, ya çok düşüncesiz biri, ya da bir alçak. Gelecek maçlarda, bu tribünlerde yanıcı maddelerin olmamasını sağlamak herkesten önce Aziz Yıldırım’ın sorumluluğunda.