İçinde hakem geçmeyen yazı
Her hafta Fenerbahçe maçlarından sonra kendi kendime söz veriyorum. “Gelecek sefer içinde hakem geçmeyen bir yazı yazacağım” diyorum. Ama Türk hakemleriyle bu sözümü tutmam pek mümkün olmuyor.
Dün de maçın hakemi ve iki yardımcısı öyle hatalar yaptılar ki bu yazıda onlardan söz etmemek haksızlık olur.
Maçın birinci yarısında Sabin’in muhteşem çalımlarla getirip Okocha’ya “Al da at” diye verdiği top, yanlış bir aut kararıyla iptal edildi.
İkinci yarıda da ceza sahası içinde Boliç’in üzerine sıçrayan iki kişinin yol açtığı penaltı verilmedi.
Ama bütün bunlara rağmen Fenerbahçe birbirinden güzel gollerle maçı almayı bildi. Dün Fenerbahçe defansı hatasız oynadı. Rüştü, kritik pozisyonlarda İstanbulspor’a geçit vermedi. Tanrı Rüştü’yü nazardan korusun.
Dün Fenerbahçe Sabin’in oynadığı süre içinde canlıydı. Sabin, boş alanlara attığı deparlar, birbirinden güzel ve pek bizim sahalarımızda görmeye alışkın olmadığımız paslarla Fenerbahçe’ye hayat verdi.
Sezon başından beri Sabin’de ısrar edilmesi gerektiğini söyleyen benim gibi yazarların haklı olduğun Steau maçından sonra dün de ortaya çıktı. Fenerbahçelilerin eski sevgilisi Oğuz ve Aykut dün sahada seyircinin psikolojik baskısını ayaklarında hep hissettiler.
Bir yıldızlar topluluğu olan İstanbulspor’da eksik olan şey maç konsantrasyonu gibi görülüyor. Steau maçının fizik ve psikolojik yorgunluğunu üzerinde taşıyan Fenerbahçe kafilesi karşısında etkili bir futbol ortaya koyamadılar. Oysa dün stadyumu dolduran onbinlerce Fenerbahçeli sahada daha etkili bir İstanbulspor bekliyordu. Ama İstanbulspor bu büyük maçın ağırlığını taşıyacak motivasyondan yoksundu.