Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

Patrick'in hakkıydı

Fenerbahçe’nin bu sezonki ilk kupayı alacağını umut ederek maçı seyrettim. İlk 30 dakika hariç Fenerbahçe kazanmak için ne gerekiyorsa yaptı. Teknik direktör Denizli de, sahada görev alan oyuncular da bu maçı almak için ellerinden gelen herşeyi ortaya koydu.

Öldürücü bir pres Gençlerbirliği’ni adeta kendi sahasına hapsetti. Ama hesapta olmayan bir unsur vardı. O da Gençlerbirliği kalecisi Patrick. Oyun içinde yüzde yüz 5 pozisyonu kurtardığı gibi, iki tane penaltıyı da engelleyerek Gençlerbirliği’nin Türkiye Kupası’nı ikinci kez almasını sağladı. Bu kupa herkesten önce onun hakkıydı. Hakettiğini aldı.

Futbol pek adaletli bir oyun değil. Karşılaşmanın geneline bakarsak bunu söyleyebiliriz. Ancak tanrının adaleti bu kez Patrick’in haketmesini sağladı. Kendisini kutluyorum.

Dünkü oyuna bakarak Fenerbahçe’nin Lig Şampiyonluğu şansının çok yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle Johnson, Revivo, Andersson ve Baliç’in inanılmaz çabaları Lig Şampiyonluğu konusunda bana umut veriyor. Ancak Baliç’in mutlaka kendisini göstermek yolunda şahsi hareketlerini önlemek gerek. Baliç biraz daha takım oyununu düşünebilseydi maç uzatmalara bile kalmazdı.

Maça hakem olarak Ali Aydın’ı vermek doğru bir seçim değildi. Nitekim Ali Aydın maçın 119’uncu dakikasında Serhat’a yapılan açık penaltıyı vermeyerek oyunun sonucunu değiştirdi.

Rüştü’nün büyük bir fedakarlık göstererek oynamasını alkışlıyorum. Ancak önünde çok zorlu maçlar olan Fenerbahçe’nin teknik kadrosunun Rüştü’yü böyle bir maçta riske atmasını kınıyorum. Bir tek maç kurtarmak için Rüştü’nün bütün geleceğini riske atmak hiç yakışık almadı. Penaltılarla kaybedilen bir kupa aslında kaybedilmiş sayılmaz. Fenerbahçe uzun yıllar sonra bize böyle bir final seyrettirdiği için alkışlanmaya layık.