Fenerbahçe’nin Baliç ile başladığı transfer atağının arkasının kesilmesi bir çok taraftarı endişeye sevkediyor. Tam transfer mevsiminin göbeğinde ortaya çıkan yönetim krizinin de bu endişeye katkısı var.
Fenerbahçe’nin geleceği ile ilgili çok önemli kararların alınması gerektiği bir dönemde kişisel ve grupsal ayrılıklar bir yana bırakılabilmeliydi. Ama ne Yönetim Kurulu’ndaki Fenerbahçeliler ne de Başkan bu olgunluğu gösteremediler. Dilerim onları ileride bu hataları nedeniyle anmak zorunda kalmayız.
Gazetelere yansıyan haberlere bakılırsa Fenerbahçe’nin üzerinde durduğu iki yabancı oyuncu var. Biri Katar’da oynayan Sergio diğeri de Duisburg’lu Salou.
Sergio, video kasetten seyredilerek beğenilmiş. Kaseti seyredenler arasında bizim Engin Verel gibi uluslararası çapta kendisini kanıtlamış eski oyuncular da var. Ama ben yine de bu kaset işine pek sıcak bakamıyorum. Saffet Sancaklı’nın geçen sezon oynadığı Ankaragücü ( 2.Yarı) maçlarının kasetlerini izleyerek bir karar vermemiz gerekse sonuç ne olurdu? Ya da Boliç’in bir önceki sezon oynadığı maçlardan yapılmış bir kaseti (Manchester maçı dahil) elimize alsak bu oyuncuyu İnter’e bile satabilir miydik? Cevaplarınızı duyar gibiyim.
Sergio’nun Parreria tarafından önerildiği haberinin de bir palavradan ibaret olduğunu dünkü Fanatik birinci ağızdan açıkladı. Demek ki Sergio konusunda elimizde seyredilmiş videodan başka bir kanıt yok. O zaman benim önerim bu konuda biraz temkinli davranmak olacak. İkinci yabancı ise Duisburg’un “golcüsü” Salou. Fenerbahçe bu “golcü”ye iki yıl içinde 500 milyar lira öneriyor. Kulübü de 1,4 trilyon lira istiyor. Dikkatli oyuncular “golcü” tabirini iki kere tırnak içinde yazdığımı farketmiş olmalılar.
Şimdi size soruyorum. Golcü ne demek? Benim kişisel kanaatime göre gol ortalaması bir sezonda 20’nin altında olan oyuncuya “golcü” demek doğru değil. Bir başkası için de bu mesela sezon ortalaması 15 gol olabilir. Ama her halde sezonda 7 – 8 gol atan birisine kimsenin golcü demeye dili varmaz. Peki bu Salou nasıl golcü? 116 maçta 30 gol atmış! Yaklaşık dört maçta bir gol. Yani sezonda yaklaşık 9 gol.
Diyebilirsiniz ki “Orası Alman ligi. Orada dokuz gol atan, burada haydi haydi 20 gol atar.” Bunun sadece bir iddiadan ibaret kalacağını söylemek istiyorum.
Fenerbahçe’nin iddia kanıtlanacak bir deneme tahtası olamayacağını söylemek istiyorum.
Geçen iki sezon Fenerbahçe’nin trilyonlarca lirası sokağa atıldı. Bu trilyonlarla iki üç tane adam gibi dünya çapında oyuncu alınsaydı (ki bu para 30 futbolcuya harcanmasaydı alınabilirdi) bugünkü tablo çok daha farklı olurdu. Amaç ne olursa olsun kontenjan doldurmak ve transfer yapmak olmamalı. Fenerbahçe’ye lazım olan şey Rüştü, Murat, Uche, Högh, Mustafa Doğan, Saffet Akbaş, İlker, Kemalettin, Tayfun, Erol, Moshoeu, Okocha, Faruk, Boliç, Bariç gibi her takımın ağzının suyunu akıtacak oyuncularının yanına konacak bir sağ kanat oyuncusu ve bir “gerçek golcü”. Gerisine harcanacak para gerçekten israf olur.