Yaşa Fenerbahçe
Kaplan ve Ejderha filminden bir Mançurya atasözü aklımda kalmış. Şöyle diyor: Dilekleri gerçekleştiren, kalplerdeki güvendir.
Gelecekte Fenerbahçe’nin 14. Şampiyonluğunun hikayesini yazacak olanlar sanıyorum en çok bu sözü kullanacaklar.
Fenerbahçe dört yıl aradan sonra zafer tacını tekrar gururlu başına takıyorsa nedeni işte budur: Kendine güven, takımına güven, istikrara güven.
Dürüst olmalıyım. Sezon başında Fenerbahçe’nin bu yıl ipi önde göğüsleyeceğine olan inancım ilerleyen haftalar içinde zaman zaman kırıldı. Ankaragücü ile Ankara’da oynanan kupa maçının ardından şu satırları yazdığımı hatırlıyorum: Bu kadro derinliği ile bu sene şampiyonluk yarışında Fenerbahçe’nin işi çok zor..
Hadi itiraf edin. En inanmış taraftarın bile bu sezon içinde zaman zaman şampiyonluğa olan inancının kırıldığına eminim.
Bütün bu uzun yol boyunca inancı kırılmayan sanıyorum tek kişi vardı: Mustafa Denizli. Bu güveni onu Fenerbahçe tarihinin unutulmaz kahramanları arasına taşıyor. Fenerbahçe’ye lig şampiyonluğu kazandıran ilk Türk hocası. 17 hafta kendi sahasında puan kaybetmeyen takımı yaratan hoca…
Sezon boyunca takımını yalnız bırakmayan, umutların en çok kırılması gereken anlarda bile başını dik tutmayı bilen taraftarı da unutmamak gerek. Onların bu sezon çizdikleri tablo örnek olarak uzun yıllar akıllarda kalacak.
Eğer bu sezon şampiyonluk kazanılmamış olsa asılacakların başında Aziz Yıldırım gelecekti. Demek ki şampiyonlukta da kutlanacakların başında onun ismi olmalı. Aziz Yıldırım’ı Fenerbahçe’nin unutulmaz başkanları arasına sokacak şey ise bence bu şampiyonluktan da öte kulübe kazandırdığı stad ve tesislerdir.
Ve oyuncular.. 14. şampiyonluğun rüya takımı. Kutlanmak ve bu başarının tadını çıkarmak en çok onların hakkı..Onları hiç unutmayacağız..