MİLLİYET

Dertleri Kıbrıs değil, AB'ydi..

 Surası çok açık: Kıbrıs’ta çözümsüzlüğü savunan ve referandumda “hayır” denilmesini isteyenlerin gerçek amacı Türkiye’nin, Avrupa Birliği üyeliğinin önünü kesmekti.
Aslında Kıbrıs umurlarında değildi. Gerçekten Kıbrıs Türklerini düşünüyor olsalardı KKTC’nin bugünkü yalıtılmışlığının kırılması için çalışırlardı, bu tecrite son verecek anlaşmayı önlemek için değil..

Önümüzdeki aralık ayında Türkiye’ye Avrupa Birliği ile tam üyelik görüşmelerinin başlaması için bir tarih verilip verilmemesi karara bağlanacak.
Bu karar verilirken bakılacak şeylerin başında ünlü Kopenhag Kriterleri geliyor.. Demokrasi ve insan haklarının korunup geliştirilmesine ilişkin düzenlemeler.. Bu yasal düzenlemelerin uygulama alanı bulup bulmadığı..
AB’den bir tarih alınmasını etkileyecek konulardan birisi de Kıbrıs’tı.. Sorunun görüşmeler yoluyla çözülmesiydi.. Türkiye’nin AB’ye taahhütleri arasında bu da vardı..
‘Beş benzemez’ bir arada
“Hayırcılar”ın yapmak istedikleri buydu: Kıbrıs’ta çözümü engelleyerek, Türkiye’ye AB üyeliği için tarih verilmesi sürecini tıkamak!
Zaten “hayır” kampanyası sırasında bir araya gelenlerin kimler olduğuna bakarsanız bunu açıklıkla görebilmeniz de mümkün.. Pokerdeki “beş benzemez” olarak tanımlanabilecek bir kadronun bir araya gelebilmiş olması başka nasıl açıklanabilir?
Devlet Bahçeli ile Doğu Perinçek! Bülent Ecevit ile Necmettin Erbakan! Onur Öymen ile Gündüz Aktan! Mümtaz Soysal ile Süleyman Demirel!
Rüyanızda bir araya gelseler “kâbus gördüm” diye uyanacağınız bir dev kadro!
Ortak paydaları Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine karşı çıkmak..
Şimdi önümüzde Türkiye’nin bundan önceki hükümet tarafından hazırlayıp AB’ye sunduğu “Ulusal Programı”ndaki son eksiklikleri tamamlamak işi var.
Bu amaçla hazırlanan Anayasa değişikliği TBMM’de önümüzdeki günlerde görüşülecek.
DGM’lerin kaldırılması, daha önce yapılmış düzenlemelerdeki uygulamaların hayata geçirilmesine engel olan maddelerin düzeltilmesi gibi bir dizi değişiklik..
‘Gelecekten’ korkuyorlar
Falcı değilim ama bu Anayasa değişikliklerine en çok kimlerin karşı çıkacağını da şimdiden biliyor gibiyim.
İki hafta önceki gazeteleri karıştırın. Hangi köşe yazarı Kıbrıs’ta bir anlaşmaya varılmasına karşı çıkmış, hangi siyasetçi uzlaşma aleyhine demeç vermiş, hangi düşman kardeşler Kıbrıs için el ele vermiş bir bakın..
Aynı kişilerin bu kez Anayasa değişikliklerine de karşı çıktıklarını göreceksiniz.
Çünkü amaçları ortak: Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğini engellemek. Türkiye’yi orta doğulu üçüncü sınıf bir diktatörlük haline getirerek dünyadan tecrit etmek!
Çünkü biliyorlar ki Avrupa’yla bütünleşmiş bir Türkiye’de onlara yer olmayacak.
Biliyorlar ki değişim rüzgârlarına bugün direnmezlerse yarın hepsi savrulup gidecekler.