Milliyet’te üç gün süren dizinin başlığı yüzlerce yıldır kolayca yanıtlanmamış bir soruydu: Kadınlar ne ister?
Buradaki soru elbette günlük yaşamdan beklentiler ile ilgili değil. Soru aslında ‘Kadınlar erkeklerden ne ister?’ olmalıydı ki bu da yanıtı kolayca verilebilecek bir soru değil.
Ayrıca kişisel görüşüm o ki bu sorunun yanıtının kolayca verilemiyor olması zaten kadınları erkekler için çekici hale getiren, heyecanlandıran bir durum…
Kendini bilen bir erkek bu sorunun yanıtını bulmak için uğraşmaktansa, bu sorunun yarattığı renkli olaylar yumağı ile oynamayı seven bir tür kedi olmayı tercih eder diye de düşünüyorum.
‘İkisi bir arada’ olamıyor!
Aylar önce dinleyicileriyle telefonda sohbet eden bir radyo ‘dicey’inin programını dinlemiştim. Soru şuydu: Kızlar kimle vakit geçirmek ister, kimle evlenir?
Bu pazar günü, evde huzur içinde oturmaktansa sonu nereye varacağı belli olmayan bir tartışmaya girmek isteyenler için biraz fikir jimnastiği iyi olur diye düşünüyorum. Bu yazının amacı itiraf ediyorum ki budur.
Radyoyu telefonla arayan kızlar iyi vakit geçirmek için uygun gördükleri tipi genellikle şöyle tarif ediyorlardı:
Yaramaz, asi, eğlenmekten hoşlanan, onları güldüren, komiklikler yapan, düzenli yaşamdan hoşlanmayan bir erkek tipi…
Buna karşılık neredeyse yüzde yüze yakın bir çoğunluk evlenme için uygun görülen tipi ‘iyi çocuk olmak’la tarif ediyorlardı.
‘İyi çocuk’ların temiz, tertipli, düzenli, bir işleri olan, aile terbiyesi almış, ciddi tipler oldukları da yine konuşmalardan çıkardığım bir sonuç…
İlginç bir durum aslında… Eğlenmek için yaramazlık yapmayı, evlenmek için uslu olmayı öne çıkarıyor.
Eğlenmek istiyorsanız…
Burada genç kızlarımızın bilinçaltlarında neyin yatmakta olduğunu da olanca çıplaklığı ile görebiliyoruz: Evlenmek ciddi bir iş, ciddiye alınmalı… Buna karşılık eğlenmek kurulu düzene muhalefetle özdeş; yaramazlık, komiklik, serserilik yapılmalı.
Daha acımasız ifade edecek olursam, şöyle diyebilirim: Rahmetli anneannemin söylediği gibi “Hiçbir iyilik cezasız kalmaz” ve evlilik de iyiliğin bir cezasıdır. Ya da bir kızla eğlenceli vakit geçirmek istiyorsanız sakın ola evlenmeyin!
Ahmet Haşim’in aşk hayatı
Geçen hafta Ahmet Haşim’in evlilik hakkındaki olumsuz düşüncelerini yansıtan bir yazısını yayımlamış, bu fikirleri yazıya döken Haşim’in evlenip evlenmediğini bilmediğimi belirtmiştim.
Bilgi eksikliğimi gidermek isteyen okuyucularımdan bu konuda bir çok e-posta aldım.
Ahmet Haşim ile ilgili kitaplar da yayımlayan İnci Enginün’ün belirttiğine göre ‘evlilik aleyhtarı’ Haşim iki kere evlenmiş.
İlk eşinden boşanması çok uzun sürdüğü ve gerekli işlemler bir türlü tamamlanamadığı için gerçekten sevdiği tek kadınla ancak ömrünün son günlerinde evlenebilmiş.
Haşim’in isteği üzerine aslında Zarife olan adını Güzin olarak değiştiren bu hanım da Haşim’in evlilik aleyhtarı yazılarına çok üzülür, dertlenirmiş. Benim gibi merak edenler varsa duyururum.