Willy Pasini, “Aşk ve Yemek” isimli kitabında şöyle bir hesap yapıyor: Uyanık olarak geçirdiğimiz yaşamımızın 15 yılını yemek yiyerek geçiriyoruz! Ömrümüz boyunca da sofraya aşağı yukarı yüz bin kere oturup, kalkıyoruz.
Pasini, bir başka “bedensel hazsağlayıcı” olan cinselliğe bütün ömrümüz boyunca ayırdığımız sürenin 10 saati geçmediğini de hesaplamış. “Fransa’da cinsel ilişkinin ortalama süresi 6 dakikadır ve 40 yıllık faal bir cinsel hayatın hazzına ayrılan kümülatif vakit, orgazm başına sekiz saniyeden 4450 ilişki tahmin edersek, sadece 10 saat olacaktır” diye yazıyor. (İletişim Yayınları, Çeviren: Can Belge.)
Her yemekten biraz!
Pasini’nin kitabıyla Eva Eckstein’ın “Casanova’nın Aşk Mönüsü” (Everest Yayınları, Çeviren: Berrin Ağaran, Dilman Muratoğlu) isimli kitabını birlikte okuyorum. Eckstein’ın yaklaşımı bana daha yakın geliyor.
Casanova’nın Aşk Hazları Üzerine Notlar’ından yaptığı şu alıntıyı okuyalım:
“Kadın cinsi tıpkı beslenmek için gerekli yemekler kadar faydalıdır erkeğe. Erkek, aslında tek bir yemekle doyabilecekken, çeşitli şekillerde hazırlanmış yüzlerce yemek ister. Aslında bu çeşitlerin verdiği doygunluk aynıdır ama erkek bunu ancak yedikten sonra hisseder. Yiyip bitirdiği çeşitli yahnilerin her birinden ayrı bir keyif alır. Aynısı aşk hazzı için de geçerlidir. Her kadın diğerinden farklı bir yahnidir. Sonuç aynıdır, ama erkek bunu iş bittikten sonra anlar.
Bunun adına kararsızlık denir. Olabilir, ama bu kararsızlık yemek düşkünlüğüne benzer. İnsan hem yemek, hem aşk konusunda yanılabilir, ama aldığı haz konusunda yanılmaz. Çünkü bu haz her seferinde gerçekten farklıdır.”
Casanova doymazdı…
Casanova, adını 2002 yılında bile hâlâ saygıyla hatırlıyor olmamızı bu doymak bilmezliğine borçluydu aslına bakarsanız… Hem yemekler konusunda, hem de kadınlar söz konusu olduğunda “doymazdı”… Ama onun soruna da zaten bir “doymak ve açlık ilişkisi” çerçevesinde baktığını da zannetmiyorum.
Casanova için önemli olan yaşamdan alınan hazzın maksimize edilmesiydi ki bunu gerçekleştirmek için de yemekler ve kadınlardan başka seçenek de önünde yoktu…
Nitekim anılarında anlattığı da sadece bunlardır… Ayrıntılı aşk sahneleri ve en az onlar kadar ayrıntılı yemek tarifleri…
‘İştah açıcı’ bir tarif
Bu konuya tekrar döneceğim, çok su kaldıracak bir konu bu çünkü… Bugün size Casanova’dan bir barbun tarifi vererek veda edeceğim. Unutmayın ki kadınların yüzde 85’i yemek yapan bir erkeği çok çekici buluyormuş. (Tarifin iki kişilik olduğunu söylememe gerek var mı, bilmiyorum?)
6 adet çekirdeksiz siyah zeytini ve bir yemek kaşığı kapariyi ince ince kıyıp bir yemek kaşığı tereyağında kavurun. 1 yemek kaşığı limon suyunu ve kıyılmış maydanozu ekleyin. 2 adet barbunu temizleyin. (Barbun diye tekir irisi satıyorlarsa adedi artıracaksınız elbette) Bir güvecin dibini tereyağı ve zeytinyağıyla iyice sıvayın. Bütün malzemeyi koyup, tuz ve karabiber ekin. Önceden ısıtılmış bir fırında 20 dakika kızartın… İyi soğutulmuş bir Soave öneriyor Casanova bu yemeğin yanına… Nereden bulursunuz, artık o da sizin sorununuz!