MİLLİYET

Karikatürden taşan ırkçılık

  Tarafların hiç de eşit olmadığı bir savaşın tam ortasındayız artık. Bir tarafta ortalığı cehenneme çevirme gücüne sahip ‘mükemmel silahlar’, iyi eğitilmiş askerler… Öteki tarafta alışılmış asker görüntüsü bile vermeyen, hafif silahlı bir ordu.
Bu tabloya bakınca savaşın çok uzun sürmeyeceğini düşünmek mümkün. Ama büyük bir ihtimalle öyle olmayacak.

Usame Bin Ladin’in yaktığı ateş, kendisine ulaşana kadar çok can yanacak.
Dün internette çeşitli dünya gazetelerinde yayımlanmış karikatürlere baktım.
Karamizahın yeni versiyonu: Savaşı ve doğurabileceği sonuçları, güç dengesizliğini ve savaşın medyatik yönünü alaya alan karikatürler.

‘Nereye saldıracağız?’
St. Petersburg’un Obshaya Gazetesi’nde yayımlanan karikatür bir Cruise füzesinin üzerine elinde kamerasıyla oturup Afganistan’a doğru yol alan bir gazeteciyi resmetmiş.
The Chicago Tribune’de yayımlanan Dick Locher’in karikatüründe bir masanın etrafında oturan omuzları, göğüsleri madalya ve yıldızlarla dolu generaller var. Bir tanesi diğerlerine şöyle soruyor: Görünmeyen uçaklarla, görünmeyen düşmanları nasıl bombalayacağımız konusunda bir fikri olan var mı?

Taş devrine dönüş!
Karikatürist Wolverton birbirinin aynı olan iki tablo çizmiş. Birinin altında ‘Afganistan-Önce’, ötekinin altında ‘Afganistan-Sonra’ yazılı. İki tabloda da görünen şey sadece dağlar, taşlar ve yıkıntılardan ibaret.
Augusta Chronicle gazetesinin karikatüründe bir taş devri mağarası var. Mağaranın kapısında Afganistan yazısı okunuyor. Taş devri kılığındaki iki mağara adamı, ellerindeki kaya tabletinden bir seyler okumaya çalışıyor: “Burada yazdığına göre Amerika bizi bombalayarak taş devrine geri döndürmek istiyormuş!”

Medeniyet ve ilkellik
Richmond Times’ın karikatüründe korkunç sakallı Taliban mensupları bir hedef tahtasına bakıyorlar. Hedefin tam ortasında “Şimdi buradasınız” yazılı.
Hemen hemen tüm karikatüristler aynı şeyi işliyor: Taş devri çağında yaşayan, ilkel, pis, sakallı bir takım adamlar… Müthiş bir teknoloji, mutlaka kazanacak beyaz adam..
Bu kadar çıplak ve aleni ırkçılık, insanın midesini bulandırıyor.
Ne griler var ne de öteki ara tonlar. Her şey basit bir ikileme indirilmiş durumda: Medeni bizler ve ilkel onlar…
Dünyanın kendini bu çılgınlığa kaptırmasının önüne nasıl geçilebilecek bilmiyorum ama gelişmelere baktıkça Usame Bin Ladin ve benzeri düşüncedekilerin amaçlarına çoktan ulaştıklarını düşünüyorum.