Komşu küçük, dersler büyük
ATİNA
Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu ile buluştuğumuz salonun penceresinden baktığımda sağ tarafta Akropol bütün ihtişamıyla yükseliyor. Hemen karşımızda da Sindagma (Anayasa) Meydanı ve parlamento binası var. Antik Yunan demokrasisinden günümüze uzanan binlerce yıllık geçmişe karşın iki yapı arasındaki mesafe kuş uçuşu bir dakika bile değil.
Dışarıdan oturduğumuz salona kadar ulaşan siren sesleri zaman zaman megafonla atılan sloganlarla kesiliyor. Papandreu sanki bu gürültünün hiç farkında değilmiş gibi. Son derece sakin bir ses tonuyla daha önceki konuşmalarından çok da farklı olmayan görüşlerini anlatıyor.
Aşağıya indiğimizde parlamentonun önünde toplanmış, ellerinde siyah bayraklar olan yüz kadar protestocuyu görüyoruz. Trafik kesilmiş. Bu mini korsan mitingin sebebi bir emekli sandığında çalışan 25 kişinin işine son verilmiş olması. Her gün binlerce insanın işini kaybetmesine yol açan ağır bir krizin tam göbeğinden gelen bizler için çok şaşırtıcı… İşsiz kalmaları değil elbette, buna neden olanlara karşı seslerini yükseltebilmeleri…
Papandreu toplantının başında bunun “of the record” bir konuşma olacağını vurguluyor. Ama söylediklerinin hep bilinen şeyler olduğu ortaya çıkınca bundan vazgeçiyor. Yorgo Kırbaki’nin haberinde neler söylediğini okuyacaksınız, burada tekrarlamayacağım.
Papandreu iki ülke arasındaki sorunların çözümünün “bol bol konuşarak, tartışarak” mümkün olabileceğini söylüyor. Kıbrıs ve Ege gibi el yakan sorunların ele alınış takvimi hakkında bir fikir vermiyor. Birbirimizi daha iyi anlayıp, problemlerin niteliği konusunda ortak bir fikir oluşturulduğunda çözümün konuşulabileceği konusunda. Zaten bugün bulunduğumuz noktada problem de bu: Sorunun ne olduğu konusunda iki tarafın tanımları farklı ve bu farklılık giderilmeden neyi konuşabileceğinizi tarif etmek de hayli zor.
Şu anda Atina’da en hararetli tartışma konusu Başbakan Simitis’in “Eurofighter” savaş uçağı projesini askıya alması, bunu yaparken de sadece Maliye Bakanı’yla konuşması, askerleri ve Savunma Bakanı Çohacopulos’a bilgi vermemesi… Şahinler bu kararın Ege’deki hava gücü dengesini Türkiye’nin lehine bozacağı görüşündeler. Simitis ise, kaynakların sosyal gelişmeye dönük programlara ve özellikle de 2004 Atina Olimpiyatları’na harcanacağını söylüyor. Avrupa şemsiyesi altındaki Yunanistan’ın komşularından o kadar da korkmaması gerektiği kanısında. Öyle görülüyor ki, Yunanistan’ın sakin gücü Simitis bu taşla eski rakibi Çohacopulos’u da vurmuş olacak… Daha önce saf dışı ettiği Pangalos kadar değilse bile siyaseten oldukça iri bir av olacak bu.
Komşu küçük ama bizim için galiba büyük derslerle dolu.