MİLLİYET

Yabancı sermaye için de eğitim şart!

 Belma Akçura’nın dün Milliyet’te yayımlanan bir haberi Türkiye’nin önümüzdeki yıllardaki gerçek sorununun nerede yattığını gösteriyor.
Haberden kısa alıntılar yapalım önce:

– Eğitim çağına gelmiş altı milyon kadın ve iki milyon erkek okuma yazma bilmiyor.
– Okuma çağına gelmiş her yüz kız çocuğundan 32’si okula gidemiyor.
– Kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 34’ten yüzde 22.5’e düştü.
Önceki akşam Milliyet’in yeni yayımlanmaya başlayan Kariyerim eki tarafından düzenlenen bir toplantıya “insan ve organizasyon gelişimi uzmanı” Prof. Dr. Andrew Mayo konuşmacı olarak katıldı.
Mayo, konuşmasının bir yerinde şöyle söyledi:
“Günümüzde şirketler için entelektüel sermaye, maddi sermayeden daha değerlidir.”

Rakamlar ortada
Mayo’nun şirketler için söylediğini ülkeler için de genellemek mümkün.
Doğal kaynaklar bakımından zengin birçok ülkenin bu zenginliği halklarının refah düzeyini artırmak için kullanamadığını biliyoruz.
1998 yılında IBM şirketinin tek başına aldığı patent sayısı, 139 ülkenin toplamından daha fazlaydı.
ABD’de 1999 yılında verilen patentlerin yüzde 95’ini 12 ülke almıştı, geri kalan 188 ülkenin sahip olduğunun kat be kat fazlası..

İhmale gelmez
Dünyada artık para eden şey giderek daha da artan oranlarda sadece bilgi..
Eğer bilgiyi üretemiyor ve onu kullanmayı bilmiyorsanız istediğiniz kadar doğal kaynaklara sahip olun halkınızın refahını artırabilme olanağınız da yok.
Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğinden çok şeyler bekliyoruz.
İşgücünün serbest dolaşım olanaklarından, ülkemize gelecek yabancı sermayenin artacağından söz ediyoruz.
Ama çok önemli bir konuyu ihmal ediyoruz: Yabancı sermaye Türkiye’ye neden gelsin, nasıl gelsin, gelirse çalıştıracak yeterli bir eğitimden geçmiş işgücünü nereden bulsun?
Eski Doğu bloku ülkelerinin bugünkü gelişmişlik düzeylerine ve bize göre son derece küçük nüfuslarına bakıp, yabancı sermayenin neden oraları tercih ettiğini bir türlü anlayamıyoruz.
İhmal ettiğimiz şey, oralara giden yabancı sermayenin iyi eğitim görmüş işgücü bulmakta çok zorlanmadığıdır.

Refaha giden yol
Doğan Yayın Holding’in “Anadolu’daki Avrupa” toplantıları için Anadolu’nun önemli sanayi kentlerini gezip, görme olanağı buldum. Oralarda konuştuğum ve hepsi ciddi yatırımlar yapmış “yerli” sermayedarların en büyük ortak sorunlarından birinin de çalıştırmak için yeterli bir eğitim görmüş personel bulmakta zorlanıyor olmalarıydı.
Yerli sermayedarın bu kadar zorlandığı bir konuyu yabancı sermayenin hiç düşünmüyor olması mümkün mü?
Son on yılda eğitim sistemimiz ile ilgili tartışmalar imam hatiplerin durumuna ve YÖK’ün yapısına indirgenmiş durumda.
Bunlar da zaman zaman alevlenip, sonradan unutuluveren tartışmalar olmaktan bir adım öteye de gidemiyor.
Önümüzdeki AB sürecinde en çok yoğunlaşmamız gereken konuların başında eğitim sistemimizi düzeltmek, hiç eğitemediklerimizi sistemin içine almak, eğitim sistemimizin içindekilere de günün şartlarına uygun işe yarar bir eğitim vermek geliyor.
İnsanları eğitilmemiş bir toplumun refaha kavuşmasının mümkün olamayacağını artık görmek zorundayız.