Okuma yazma bilip de Bernard Shaw adını bir kez olsun duymayan, bir özdeyişini okumayan kaç kişi vardır acaba? Onun gibi, her biri çok keskin bir zekanın ürünü olan, espri yüklü cümleciklerin içine ansiklopedilere sığdırılmayacak düşünceleri sığdırabilen bir düşünür-yazar daha var mıdır?

94 yıllık ömrüne, 56 oyun, 6 roman, 29 deneme kitabı, 4 özgeçmiş, 15 mektup derlemesi ve 1 günlük sığdırabilen bu büyük insan, ayrıca 250 bini aşan sayıda da mektup yazmıştı.

Şakir Eczacıbaşı’nın yıllar süren titiz bir çalışmayla hazırladığı “Bernard Shaw: Gülen Düşünceler” isimli kitabını geçenlerde kitapçı raflarında görünce içimi bir sevinç kapladı.

Yıllardır bölük pörçük rastladığım ve okudukça zekasına hayran kaldığım Shaw’ın “wit”lerinin (Eczacıbaşı bunlara Türkçe’de “gülen düşünce” demeyi öneriyor) bir bölümünü içeren bu kitabı bir nefeste okudum. Eminim, sizler de bu kitabı almak ve kitaplığınıza koymak isteyeceksiniz.

Cazip kadınların özgürlüğü
Ben sizlere kitaptan özel olarak seçtiğim bazı “gülen düşünceleri” aktarmak istiyorum bugün. Bir konu bütünlüğü olsun diye onları evlilik ve kadın-erkek ilişkileri üzerine söylenmiş olanlarından seçtim.

Söz şimdi Şakir Eczacıbaşı’nın Türkçesiyle, Bernard Shaw’da!

“İşsiz güçsüz kadınların uğraşıdır erkekler…”

“Kadınların köleliği, despotluğudur gerçekte… Hiç bir çekici kadın, cinsinin özgürlüğü peşinde koşmaz. Kadının amacı, gücün erkeğin elinde toplanmasını sağlamaktır; çünkü, erkeği yönetebileceğini bilir. Erkeğin sözde üstünlüğünü, bindiği atın gücünü ya da hızını kıskandığı kadar kıskanır.”

Kadınlar ve aşk
Güzellik ilk karşılaşıldığında çok hoştur. Ama üç gün evde kaldıktan sonra, kim bakar güzelliğe?”

“Kadınlar hiç aşık olurlar mı, bilmiyorum. Olduklarını pek ummam. Erkeklere acırlar, onlara analık yaparlar, kendilerini sevdirmekten hoşlanırlar; kadınlardaki bu yumuşak yürekliliğin, erkeklere aşık olamadıktan için duydukları derin vicdan azabından ileri geldiğinden kuşkulanırım hep..”

“Cinsel ilişki, kişisel bir ilişki değildir! Başka her ilişkide birbirlerine bir gün olsun katlanamayan kişiler arasında bile cinsel ilişki karşı konulmaz bir güdüyle istenebilir ve coşkuyla gerçekleştirilebilir.”

“Kadınlar niçin hep başkalarının kocalarını isterler? At hırsızları niçin yaban atlarını değil de, eğitilmiş olanları seçerler?”

“Güzel bir kadınla ömür boyu mutluluk beklemek, tadını seviyoruz diye ağzımızı hep şarapla doldurmaya benzer.”

“O derece bıktım ki ondan, evlenmeyi bile düşünebiliyorum onunla kimi zaman; yataktan kalkmak, yıkanmak, giyinmek, yemek, içmek gibi yapmaktan usanmamaya çalıştığım, yoksa insanı çileden çıkaracak şeylerin arasına koymak istiyorum onu.”

Huzurun başlangıcı
Bir yuva ve aile kurmak uğruna bugün ikimiz de mutluluktan vazgeçtik, özgürlükten vazgeçtik, huzurdan vazgeçtik; daha da önemlisi, bilinmeyen geleceğin romantik olanaklarından vazgeçtik.”

“Evlendikten sonraki altı ay içinde öğrendiklerini, nikahtan bir gün önce bitebilmiş olsaydı, ne güç olurdu bir kadını evlendirmek.”

“Evlilikte yapılan en büyük özveri, yaşama karşı serüvenci tutumdan özveride bulunarak, durulup oturmaktır. Doğuştan yorgunlar yerleşmeye can atarlar; oysa, canlı ve güçlü ruhlar için yerleşmek, kendi canına kıymak demektir.”

“Bir kez kalbiniz kırıldı mı, geriye dönüş yoktur bir daha. Hiç bir şeye aldırmaz olursunuz. Mutluluğun sonu, huzurun başlangıcıdır bu..”