Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

Gel diyorsun gelmiyor, git diyorsun gitmiyor!

Bugünkü Posta’nın manşetinde Türkiye’deki hükümet arayışlarının nasıl “boş çaba” olduğunu gösteren ilginç bir haber yer alıyor.

Anadolu Ajansı’nın bu haberine göre seçimlerden bugüne geçen zaman zarfında (40 güne yaklaşıyor) liderler ayrı ayrı tam 19 kez bir araya gelmişler.

Bu 19 görüşme 25 saat sürmüş. Liderler en çok Bülent Ecevit ile biraraya gelmişler. Bu kadar yoğun trafik içinde Ecevit ile Deniz Baykal hiç biraraya gelmemişler.

Tansu Çiller, eğer son anda kararını değiştirmezse bugün hükümeti kurma görevini Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e iade edecek. Böylece Meclis’in en büyük iki partisinin lideri de hükümeti kurmayı başaramamış olacak.

Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in görüşüne göre şimdi sıra Mesut Yılmaz’da.

Demirel, sıranın üçüncü parti olduğu için doğal olarak Mesut Yılmaza geçeceğini düşünüyor. Bu nedenle de yeni görevi Mesut Yılmaz’a verecek.

Her türlü alternatif konuşuldu
Mesut Yılmazın görevi almasının da hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini hep birlikte göreceğiz. Mesut Yılmaz bugüne kadar Necmettin Erbakan ile iki kere, Tansu Çiller ile dört kere koalisyon pazarlığı için görüştü. Hatta sözünü ettiğim 19 görüşmeden tam 12’sinin taraflarından bir tanesi Mesut Yılmaz’dı.

Bu görüşmelerde çeşitli azınlık formüllerinden tutun da, dönüşümlü başbakanlığa kadar her türlü alternatif ele alındı. Varılan nokta Erbakan’la da, Çiller’le de anlaşamamasıydı.

Peki Mesut Yılmaz şimdi görevi alınca ne değişecek?

Daha önce koalisyon tekliflerini kabul etmediği Erbakan ve Çiller’e ne önerecek ki, daha önce kurulamayan hükümet şimdi kurulabilsin?

Adet yerini bulsun diye
Yaptığı 12 ayrı görüşmede uzlaşılacak bir ortam yaratamayan Yılmaz’a, şimdi sihirli bir değnek mi değecek?

Meclis’te Refah’ın veya DYP’nin katılmayacağı bir hükümet formülünün güvenoyu alması imkanı yok.

Peki o zaman Mesut Yılmaz’ın hükümeti kurmakla görevlendirilmesi vakit kaybından başka ne getirecek?

Temel, yan odadaki babasına seslenmiş. “Baba bir hırsız yakaladım.” Babası “buraya getir” demiş.
Temel’den cevap: “Gelmiyor!” Babası “bırak o zaman gitsin” deyince Temel feryat etmiş: “Bırakmıyor!”

Yılmaz’ın durumu şimdi Temel’in yakaladığı hırsız gibi. Gel diyorsun gelmiyor, bırak diyorsun bırakmıyor!

“Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, kamuoyunda makamı ile ilgili herhangi bir tartışmanın yapılmasından hoşlanmıyor.

Bu son derece doğal.

Cumhurbaşkanlığı makamı bugüne kadar günlük siyasi çekişmeler içinde zaman zaman çok fazla yıpratıldı.

Bunu göze almak istemeyen Cumhurbaşkanı’nın görevi şimdi de Yılmaz’a vererek kendisini tartışmaların dışına çekmek istemesi bir ölçüde mazur da görülebilir.

Bunun boş bir çaba olduğu gün gibi ortadayken, sırf adet yerini bulsun diye hükümet çalışmalarının biraz daha uzatılmasının bir yararını göremiyorum.

İktidar oyunu seyretmek
Cumhurbaşkanımız “neyin olabileceğini öğrenmek için, neyin olamayacağını görmek gerekir” vecizesinin mimarı.

Şimdi sanıyorum yine bu sözünün doğruluğunu göstermek için görevi Mesut Yılmaz’a veriyor.

Oysa bunlar vakit kaybından başka bir şey değil.

Cumhurbaşkanı, parti liderlerini bizzat kendisi toplayıp, belirli bir formül üzerinde uzlaştırmaya çalışmalıydı.

Ama Ankara’dan gelen haberler, Cumhurbaşkanı’nın bir süre daha hükümet sorununun çözülmeden ortada kalmasını istediğini gösteriyor.

Öyle görünüyor ki, Demirel, olaya müdahale ettiğinde, hiçbir çatlak sesin çıkmayacağı bir ortam yaratmaya çalışıyor.

Şimdilik büyük Türk milletine de bu iktidar oyununu seyretmek düşüyor.