Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

Mesut Yılmaz'ın çamaşır fetişizmi

Olay, Kartal 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde geçti: 23 yaşındaki Arzu’ya tecavüz iddiasıyla yargılanan iki kişinin beraatiyle sonuçlanan davada…

Pendik’te Yayla şenlikleri sırasında iki zorba, Arzu’yu kaçırdılar ve tecavüz ettiler.

Şikayet üzerine yakalanan sanıkların ve perişan Arzu’nun ifadeleri Jandarma Karakolu’nda alınır ve dosya adalete intikal ettirilir.

Ancak duruşmada işin rengi değişir. Arzu, jandarmanın kendisine yanlış ifade imzalattırdığını ve tecavüzün gerçek olmadığını söyler.

İşin aslı mahkeme salonundan çıkıldığında anlaşıldı. Sanıklar, Arzu’yu ölümle tehdit etmişlerdir.

Devlete asla güvenmemesi gerektiğini 23 yaşında olmasına rağmen bilen Arzu da başına gelenleri sineye çekip, şikayetini geri almıştır.

Mahkeme hakiminin çelişkili ifadeler üzerinde hiç durmadan, işin aslını jandarmaya sorup öğrenmeden verdiği kararı eleştirmek haddim değil. Buna yasalar engel. Onun için kararından dolayı hakimi eleştirmiyorum.

Ancak, hakimin duruşmadaki tavrını eleştiriyorum.

Duruşma sırasında görgü tanığı olarak dinlenen Arzu’nun kardeşi Yasemin’in başına gelenleri, medeni bir ülkenin hangi mahkemesi yapar, ona da siz karar verin.

19 yaşındaki Yasemin, mahkemeye “dekolte” bir kıyafetle gelmiştir. Dekolte dediysem gözünüzde bazı şarkıcıların sahne kıyafetleri canlanmasın.

Bugün Akmerkez’de, Galleria’da, Nişantaşı’nda, Bakırköy’de, açıkçası her dükkanın vitrininde görebileceğiniz, kolsuz bir elbise işte..

Yasemin, bu kılığıyla mahkemede ifade verirken, hakim sözünü kesmiş.

“Kızım, böyle kıyafetlerle gezersen, günün birinde seni de kaçırırlar,” demiş.

Kadını yalnızca cinsel bir obje olarak gören zihniyetin mahkeme salonlarına kadar uzanmasının doğurduğu bir sonuç bu işte.

19 yaşındaki bir genç kızın açık omzunu görünce aklına yalnızca cinsellik gelen bir yargıcın Türk adalet sisteminin içinde varolması, bu adalete olan güveni sarsmaz mı?

Dünyanın hangi medeni ülkesinde, bir yargıç, genç bir kıza böyle davranabilir?

Kadın dernekleri, genç kızın arkadaşları, barolar ve hatta o yargıcın meslektaşları bu haksızlık karşısında seslerini yükseltmezler mi?

Şimdi anlatacağım olay yıllar önce Londra’da geçti.

Gece yarısı bir parkta dolaşan genç bir kıza tecavüz eden saldırgan çok ağır bir hapis cezasına çarptırıldı. Cezayı fazla bulan gazetecilere mahkeme başkanı olan yargıcın verdiği cevabı hiç ama hiç unutmadım.

Şöyle demişti yargıç: “Evet ceza ağır. Ancak unutmayın ki o cezanın çok küçük bir bölümü sanığın eylemine verilmiştir. Cezayı ağırlaştıran esas neden, İngiliz kızlarının canları istedikleri saatte parklarda dolaşma özgürlüğüne vurduğu darbedir.”

Türkiye bugün kadın bir Başbakan tarafından yönetiliyor. Siyasi ve sosyal hayatımızın içinde çok önemli görevlere kadar yükselen başarılı kadınlar var.

Ancak, Türkiye hala kadın düşmanlığının, kadını sadece evinde oturan, yemek pişiren ve eşine cinsel hizmet sunan bir yaratık olarak görmenin normal karşılandığı bir ülke.

ANAP’lı Oltan Sungurlu’nun bugün gazetemizde okuyacağınız şu sözleri görüşlerimi destekliyor:

“Rus Çarı Özer Çiller, bizden Baltacı Mehmet’in intikamını alıyor.”

Oltan Sungurlu’yu bir siyasetçi olarak ciddiye almıyorum. Ama, taşıdığı sıfat (ANAP Grup Başkan Vekili. Yani Mesut Yılmaz’ın Meclis’teki bir numaralı yardımcısı.) bu sözlerini ciddiye almamı gerektiriyor.

Sungurlu’nun beyninin gerisinde yatanlar basit bir cinsellikten başka bir şey değil.

Aklı sıra, Baltacı-Katerina çağrışımı yaptırarak, Başbakan’ı kadın olması nedeniyle aşağılamaya çalışıyor.

Belli ki, zekası ve siyasi kıvraklığı sadece buna yetiyor.

Mesut Bey’in de ondan geri kalır tarafı yok. Son zamanlarda meydanlara büyük bir zevkle taşıdığı “çamaşır yıkama kampanyası”nın altında yatan da aynı ilkel duygu.

Her gün televizyonlarda, gazetelerde ve meydanlarda halkın karşısına çıkıp “Tansu’nun kirli çamaşırları” edebiyatını yapanlar, bir kadını “kirli çamaşırları” ile aşağıladıklarını zannediyor olabilirler.

Ama biz onların hepsinin aslında birer “çamaşır fetişisti” olduklarını ve kadın deyince de akıllarına oralarından başka bir şey gelmediğini çok iyi biliyoruz.