Milattan önce-sonra
Posta’nın yayın hayatına girişinin Türk basınında dönüm noktası olduğunu artık herkes kabul ediyor. Tıpkı, milattan önce-milattan sonra ayrımı gibi, Posta’dan önce, Posta’dan sonra ayrımı yapılıyor.
Posta’dan önce Türk basınında iki kategori vardı. Birinci grupta büyük gazeteler yer alıyordu. Bunlar gerek habercilikleri, gerek yazarları ve gerekse promosyonlarıyla “büyük” olan gazetelerdi. Buna bağlı olarak fiyatları da gerçekten “büyük”tü.
İkinci grupta ucuz gazeteler bulunuyordu. Bunlar fiyatları gibi kendileri de ucuz gazetelerdi. Dar kadrolarla, kısıtlı imkanlarla hazırlanıyorlardı. Erotizmin sattığına inandıkları için de sayfalarını çıplak fotoğraflarla dolduruyorlardı. Satışları da bu nedenle yeterli olamıyordu.
Posta’nın yayın hayatına girişinin ardından, Türk basınında üçüncü bir kategori ortaya çıktı. Bu alanda, şu anda ne yazık ki rakipsiz olarak tek başımıza yürüyoruz. Bu, büyükler ayarında kaliteli bir gazetenin de ucuza satılabildiği ve çok yüksek tirajlara ulaşabildiği bir kategori. Dediğim gibi rakibimiz henüz yok. Bu gidişle de olacak gibi görünmüyor.
Posta’nın karşısında, yılların büyük gazeteleri de sarsılır, çarşaflı, kuponlu promosyonlara başvurmak zorunda kalırken yeni bir rakibin Posta’nın karşısına çıkarılması imkansız.
Bugün Posta 500 binin üzerindeki ortalama günlük satışıyla Türk basınının zirvesinde yer alıyor. Tirajlarını tekstil ürünleriyle hormonlayan gazeteler ne yaparlarsa yapsınlar bu gerçeği değiştiremeyecekler. Bu gazeteler eskiden hormonlu tirajları ile şişinirlerdi. Ama artık Posta’nın zaman zaman yayınladığı gerçek satış raporları foyalarını açık şekilde ortaya koyuyor.
Onlara şunu hatırlatmak istiyorum. Eskileri deyişiyle “köpeksiz köyde değneksiz geziyorlardı”. Artık bunu yapamayacaklar. Yaptıkları oyunların karşısında Posta’yı dimdik bulacaklar. Haberleri olsun.
Öğrencileri keşfettiler
Posta, bir süredir İstanbul’un en önemli eğitim kurumlarından birisi olan Erol Altaca Dershaneleri’ne hazırlattığı ÖSS Deneme Sınavları’nı veriyor. Bununla ne kadar isabetli bir iş yaptığımız taklitlerimizin hızla türemesiyle ortaya çıktı. Öğrencilere ne mutlu ki, artık herkes deneme sınavı vermeye başladı. Gerçi Posta’nın verdiği sınavların kalitesinin yanında onların sözü pek edilemiyor, ama olsun. Posta sayesinde Türk basını üniversiteye girmeye çalışan bir buçuk milyon genci keşfetmiş oldu.
Bu hafta yepyeni sayfalarımız ve değişikliklerimizle karşınıza çıkacağız. Bir süre sonra onları da taklit edecekler ama olsun. Biz nasıl olsa onların taklit etmeyi başaramayacakları yenilikleri de bulabilecek genç beyinlere sahibiz.