Refah boş durmuyor
ANAP milletvekili Abdülkadir Aksu, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller’in yanıtlaması isteği ile, Özer Çiller’in İstanbul Bankası Genel Müdürü olduğu dönemle ilgili bazı soruları Meclis Başkanlığı’na verdi.
Özer Çiller’in söz konusu döneme ilişkin sorumlulukları ile ilgili olarak verilmiş gibi görünen soru önergesi, aslında önümüzdeki günlerde ANAYOL’u bekleyen tehlikenin ilk sinyali.
Abdülkadir Aksu, ANAP’ın Refah Partisi ile koalisyon kurmasını yürekten destekleyen muhafazakar kadronun önde gelen isimlerinden birisi.
ANAREFAH görüşmelerinin en başından beri de işin içinde.
Şimdi, tam da hükümet listesi Cumhurbaşkanı tarafından onaylanıp, güvenoyu süreci başlayacakken bu girişimde bulunması, basit bir tesadüf olmamalı.
Erbakan günler önce, ANAYOL’u sıkıştırma planlarını açıklarken, koalisyonun yumuşak karnının Tansu-Özer Çiller çifti olduğunu açıkça söylemişti.
Niyeti, yıllardır Tansu Çiller’i Yüce Divan’a göndermekle tehdit eden ANAP’ı köşeye sıkıştırmak, bu vesileyle koalisyon içindeki güven ortamını zedeleyerek, Yılmaz’ın tekrar Refah’ın kapısına gelmesini sağlamaktı.
Muhafazakarlara destek
Öyle görünüyor ki bu plan, şimdi ANAP içindeki muhafazakarlar kullanılarak uygulamaya konulmuş bulunuyor.
Önümüzdeki günlerde Refah tarafından Meclis’e getirilmesi beklenen soruşturma önergelerinin, ANAP içindeki belirli bir kesimden de destek bulabileceği böylece gözler önüne serilmiş bulunuyor.
Yılmaz ve Çiller’in bu dar boğazı nasıl aşabileceklerini, koalisyonun bundan zarar görmeden nasıl yürüyeceğini hep birlikte göreceğiz.
DYP-CHP koalisyonunu dağılmaya, Türkiye’yi de bir erken seçime götüren süreç, aslında hükümetin DYP kanadının vaktiyle CHP ile yaptığı koalisyon protokolüne aykırı hareketleriyle başlamıştı.
Ortaklar arasındaki güven bu yüzden sarsılmış, koalisyon defalarca dağılmanın eşiğine gidip-gelmişti.
ANAYOL koalisyonunu da benzeri bir kader bekliyor gibi görünüyor.
Sorumlulukları hatırlamak
Koalisyonun ANAP kanadı, parti yönetiminin iradesi dışında gelişebilecek bu tür girişimlerden zararlı çıkabilir. Cumhurbaşkanı Demirel’in, Yavuz Donat’a söylediği “Koalisyon her sabah yeniden kurulur” sözü, bir koalisyonun yürümesi için gerekli güven ortamının ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor.
Türk siyasi hayatında en çok koalisyon yönetmiş bir başbakan olarak Demirel’in söylediği bu sözler, ANAP ve DYP milletvekillerinin kendi sorumluluklarını hiç unutmamaları gerektiğine işaret ediyor.
Öte yandan ANAP ve lideri Yılmaz, seçim kampanyası boyunca Tansu Çiller’i yüce divana göndermekten, yalı çetesinden hesap sormaktan söz etti durdu.
Şimdi koalisyonun kurulmasından sonra bu sözler unutulacak.
Erbakan’ın dediği gibi “seçim kampanyası sırasında söylenen şeylerin değeri olmayacak.”
DYP Genel Başkanı, şimdi koalisyon ortaklığının da verdiği güvenle bu tür soruların muhatabı olmama hakkını kendisinde görecektir.
Türkiye dürüstlük bekliyor
Ancak kişisel kanaatim, bu sorulan iki partinin ittifakına dayanarak geçiştirmek sorunu çözmeye yetmez.
Bu soruların tekrar tekrar pişirilip ortaya konması kaçınılmazdır.
O nedenle Tansu Çiller, çıkıp olanca açıklığı ile soruları yanıtlamalıdır.
Ortada yasalara aykırı bir durum varsa, bunun hesabı kim olursa olsun cesaretle sorulmalıdır.
Türkiye, yakın bir gelecekte birleşik sağ partinin genel başkanlığını da kendisine layık gören bir siyasetçiden bu açıklığı ve dürüstlüğü göstermesini beklemek hakkına sahiptir.
Bu yapılırsa, Refah’ın ANAYOL’u karıştırma planları da boşa çıkarılacak, hükümet daha sağlam bir temel üzerinde, güven ortamı zedelenmeden yoluna devam edecektir.