Tesettür ve komparsita
Köşeme aldığım bu fotoğraf, dünkü Posta’nın arka sayfasında yayınlandı. Milliyet Haber Ajansı kanalıyla elimize geçmişti.
Sarah ile Musa’nın düğün töreninden bir anı gösteriyordu. Ama onların düğününden değil, herhangi bir zamanda, Anadolu’daki herhangi bir düğünden de çekilmiş olabilirdi.
Büyük bir ihtimalle belediye tarafından halka hizmet için yaptırılmış, yüksek tavanlı bir düğün salonu görülüyor fotoğrafta.
Tepede, kendisine yöneltilen renkli ışıkları kırarak etrafa dağıtan, benzerlerine her diskotekte rastlayabileceğiniz büyük bir cam küre asılı.
Ritm boxla birlikte tek başına orkestra olan bir klavye sahnede yerini almış.
Üzerlerine büyük gelen örtüleri iğreti duran masalar, dans edilsin ve göbek atılsın diye ortada geniş bir boşluk bırakacak şekilde, salonun kenarına dizilmişler.
Plastik koltuklar, salonun tefrişini tamamlıyor.
Sahnede dans eden iki çift var. Birisi Sarah ile Musa. Sarah’ın tesettür kurallarına uygun olarak hazırlanmış gelinliği hemen dikkati çekiyor.
Modern Türkiye’nin izleri
Diğer çiftten kadın olanı da tesettür giysileri içinde. Başında örtüsü, üzerinde vücut hatlarının belli olmasını önleyen bol pardesüsü ile akrabadan olduğu belli olan bir hanım, blucin üzerine kravat takmış eşiyle dans ediyor.
Konuklardan, fotoğrafa sığabilenler de benzeri giysiler içindeler. Başı açık hiç bir hanım yok. Tümü de, kapalı bir yerde olmalarına rağmen pardesülerini çıkarmamışlar.
Belli ki aile dini kurallar içinde yaşamaya çalışıyor.
Ama yine de modern Türkiye’nin izleri, fotoğrafa hiç bir şekilde yadsınamayacak kadar kuvvetle kazınmış gibi.
Bir kere haremlik-selamlık, kaç-göç yok.
Yakın-uzak akrabalar, komşular, okul arkadaşları masaların etrafında kadın-erkek ayrımı yapmadan oturuyorlar.
Sahnedeki görüntü daha da ilginç.
Tesettür giysiler içindeki bir hanım belki nişanlısı, belki eşiyle batıdaki herhangi bir yerde rastlayabileceğimiz bir çiftten hiç de farklı olmadan dans ediyor.
Erkeğin yüzündeki ifade, sevdiği kadınla güzel bir melodinin ritmlerine uyarak salınmaktan hoşlandığını açıkça ortaya koyuyor.
Şimdi sormak istiyorum.
Böyle bir fotoğrafı İran’da çekebilir misiniz? Ya da Suudi Arabistan’da?
Hiç düşünmeyin. Ne Malezya’da, ne Pakistan’da, ne Cezayir’de böyle bir sahneyi, bir fotoğraf karesinin içinde birleştiremezsiniz.
Doğuyla batı birleştiğinde
Bu sahneyi tek bir karenin içine sığdıran mucizenin adı modern Türkiye Cumhuriyeti.
Bu doğuyla batının, islamla çağdaşlığın birleştiği nokta.
Bu fotoğrafın tek başına, binlerce satırlık bir makaleden çok daha fazla şey anlattığına inanıyorum.
Erbakan ne derse desin, Tansu Hanım ne yaparsa yapsın, Mesut Bey istediği kadar koltuk koltuk diye inlesin…
Türkiye, kendi iç dinamiğiyle bir araya asla gelemeyecekmiş gibi görünen şeyleri yepyeni bir sentez içinde birleştirme başarısını gösterebiliyor.
Gerçekten önemli olan tek şey de işte budur!
Fotoğraf altı:
Sarah ile Musa’nın düğünü.. Komparsita ile tesettürün, doğu ile batının birleştiği an!