Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

Türkiye gazetesini seçti

Posta cumartesi gününden beri bir milyon adetin üzerinde okuyucu tarafından satın alınıyor.

Yayın hayatına atıldığı günden itibaren her geçen gün artan tirajı ile Posta artık Türk basınının zirvesine kesin bir şekilde yerleşmiş bulunuyor.

Türk basınının 1995 yılı Ekim ayındaki panoramasını çıkardığımızda gazetelerin iki ana kategori etrafında toparlandıklarını görüyoruz.

Birinci gurupta, aralarında Posta’nın da bulunduğu Hürriyet, Milliyet, Sabah gibi büyük gazeteler yer alıyor.

Büyük gazetelerin ayırdedici özelliği “güncel” olarak hazırlanmaları.

Günün siyasi ve sosyal olaylarını izleyebilen, ekonomideki gelişmeleri günlük takip edebilen, spor haberlerini taze bir şekilde günü gününe veren gazetelere “güncel” gazeteler adını veriyoruz.

Bu gurubun başında Posta yer alıyor. Milliyet, Hürriyet, Sabah, Türkiye, Zaman, Yeniyüzyıl, Meydan, Cumhuriyet gibi gazeteler bu grubun bel kemiğini oluşturuyor.

Posta bir milyonu geçen satışıyla bu guruptaki rakibi Sabah’tan tam 400 bin adet daha fazla satıyor!

Bu gurubun ikinci en çok satan gazetesi ise Posta ile aynı binayı, Doğan Medya Center’ı paylaşan Milliyet gazetesi.

Türk basınındaki ikinci grubu ise “konserve gazeteler” diye nitelendirilen “promosyon gazeteleri” oluşturuyor.

“Konserve gazeteler” promosyon sayesinde sağladıkları tirajlarıyla varlıklarını sürdürebiliyorlar. Bunlar olayları günlük olarak izleyebilmek imkanından da yoksunlar.

Siyasi ve ekonomik haberleri bir gün sonra verebiliyorlar. Spor haberlerinde de günceli bir türlü yakalayamıyorlar.

Ama bunun için onları suçlamamak gerek.

Çünkü bu da bir tür gazetecilik.

Teknik ve mali yetersizlikler nedeniyle gazetelerini günlük gelişmeleri beklemeden hazırlamak zorunda kalıyorlar.

Sonuç olarak satışlarının esas ağırlığını da promosyon okuyucusu teşkil ettiği için bayat haberlerle çıkmış olmalarını hiç kimse önemsemiyor. Büyük bir ihtimalle kuponları kesilip bir kenara bırakılıyorlar.

Bu grupta 800 binli satış rakamlarına ulaşan kupon-gazeteler de var.

Ama onlar bile Posta’nın eriştiği rakama çok uzaklar.

Yani sizin anlayacağınız Posta olmak o kadar kolay değil!

Posta’nın en büyük rakibi Sabah gazetesi.

Tek amacı Posta’dan çok satmak. Bu nedenle çılgın bir promosyon yarışını körükledi.

Ancak bu da onu Posta’nın altına düşmekten kurtaramadı.

Sabah, grubundaki yan gazetelerini kullanarak Posta ile tiraj yarıştırmaya kalktı. Onda da başarılı olamadılar.

Şimdi bir başka kartı açıyorlar. Posta’nın çalışanlarını kendi patronlarının ifadesiyle “tıpkı Posta gibi bir gazete çıkarmak için” transfer etmeye çalışıyorlar.

Ama Posta’nın temel çivilerini yerinden oynatabilmeleri mümkün değil.

Bir-iki zayıf halka kopsa bile, Posta’nın gönül zinciri sapasağlam duruyor!

Okuyucuları ile birlikte büyük bir aile olan Postaya son aylarda 300 binden fazla okuyucu katıldı.
Eski okuyucularımız, Posta’nın habercilikteki farkını biliyorlar.

Türk basınının adı büyük gazetelerine habercilik yarışında nasıl nal toplattığımızı yakında aramıza yeni katılan okuyucularımız da görecekler.

Posta’nın haberciliğini, olayları okuma sezgisini yakında onlar da görecekler.

Hükümet krizinin ilk gününden beri, Posta, Türk basınının bir-iki gün önünden gitmeyi başardı.

Tansu Çiller’in kafasının içinde neler döndüğünü, neleri planladığını, Cavit Çağlar’ın yeni rolünü, anti-gümrükbirliği cephenin Çiller’e kurduğu tuzakları herkesten önce Posta okuyucuları öğrendiler.

Posta’nın Reha Mağden yönetimindeki genç haber merkezinin elemanları gecelerini gündüzlerine katıp Ankara’nın nabzını ellerinde tutmayı başardılar.

Onlara burada sizlerin huzurunda teşekkür etmek istiyorum.

Bir milyonluk satış barajını aşmış olmak Posta’nın tüm yönetici ve çalışanlarına ağır sorumluluklar yüklüyor. Sizlere karşı mahcub olmamak için gece gündüz çalışacağımıza söz veriyorum.

Posta, her zaman en doğru haberi, en özlü şekilde bulabileceğiniz çizgisini koruyacak.

Herşeyi yazma cesaretini kaybetmeyecek.

Cesur gazete diye ortaya çıkıp büyüyünce bütün cesaretini kaybederek bazı çevrelere teslim olan gazetelerden asla olmayacak.

Bunun en büyük teminatı da sizler olacaksınız.

Bizi eleştirmenizi ve Posta’yı hep birlikte geliştirmemizi öneriyorum.

Gazetemizdeki telefonlardan ve fakslardan tüm çalışanlarımıza ulaşabilir, dertlerinizi de paylaşabilirsiniz.

Posta bugünden itibaren yepyeni bir atılım dönemine giriyor.

Gazeteciliğin nasıl yapılması gerektiğini, bir gazetenin halkın çıkarlarını nasıl koruması gerektiğini dost-düşman herkese göstereceğiz.

Türkiye artık gazetesini seçti.

Posta, artık tüm Türkiye’nin gazetesi!